En Sıcak Konular

Bumin Doğrusöz
Ekonomim.com

Bumin Doğrusöz
11 Haziran 2024

Faiz veya zamda hata ve düzeltme



Hemen her hukuk dalı, kendi açısından “hata” kavramına yer vermiştir. Hata, ceza hukukunda suçun unsurlarına bağlı olarak ve özellikle yanılma hali ile dikkate alınırken, borçlar hukukunda iradeyi sakatlayan bir hâl olarak düzenlenmiştir.

Hata hâli ve kavramı Vergi Usul Kanunumuzda (VUK) da yer bulmuş ve kanunun 116. maddesinde “vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınmasıdır” şeklinde tanımlanmıştır.

Hatanın yukarıdaki şekilde genel bir tanımından sonra izleyen maddelerde hata, hesap hataları ve vergilendirme hataları olmak üzere iki ana türe ayrılmıştır. Kanun matrahta veya vergi miktarında yapılan hatalarla mükerrer vergi tarhını hesap hatası olarak kabul etmiştir. Kanunda vergilendirme hataları ise mükellefin şahsında hata, mükellefiyette hata, mevzuda hata ve vergilendirme yahut muafiyet döneminde hata şeklinde sayılmıştır (VUK md. 117 ve 118).

Görüldüğü gibi, vergi hukukunda hatadan söz edebilmek için, varlığı ileri sürülen hataların bu aktardığımız hâllerden birisinin kapsamı içerisinde yer alması gerekmektedir.

Hatanın genel tanımından ve izleyen maddelerdeki türlerinden hareketle Vergi Usul Kanunu’nun hata müessesesini sadece vergi aslı yönünden kabul ettiği gibi bir izlenim doğmaktadır. Ancak kanunun 375. maddesinde “vergi cezalarında yapılan hatalar, bu Kanunda vergi hataları için belli edilen usul ve şartlara göre düzeltilir” hükmü ile hata ve düzeltme usulünün vergi cezaları için de uygulanabileceği vurgulanmıştır.

Bizim bu gün üzerinde duracağımız konu ise vergiye bağlı fer’i alacaklar (gecikme faizi ve zammı) için de hata ve düzeltme usulünün uygulanıp uygulanamayacağıdır.

Önce gecikme faizi ile başlayalım. Gecikme faizinin de bir fer’i alacak olmasının ötesinde Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenmiş ve tarh usulü belirlenmiş bir kamu alacağı olması sebebiyle hata ve düzeltme müessesesinin kapsamı içerisinde olması gerektiği düşüncesindeyim. Nitekim ikale sözleşmesinden doğan verginin hata ve düzeltme hükümlerine göre faizi ile iadesinde faiz talebinin reddi üzerine konuya ilişkin olarak Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 02.03.2022 tarih E.2022/1, K.2022/4 sayılı kararında asıl alacaktan ayrı ve bağımsız olarak faiz ödenmesi isteminin düzeltme ve şikayet başvurularına konu edilebileceğine yönünde hüküm kurmuştur. Kararda; “Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinin (4) numaralı fıkrasından faizin, haksız veya fazla tahsil edilen vergi kapsamında değerlendirilmesi gereken yasal bir unsur olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda fazladan tahsil edilen verginin iadesi tam olarak yerine getirilmediğinden iade işlemindeki eksikliğin giderilmesi ve işlemiş olan faizin ödenmesi istemiyle, asıl alacağın iadesine ilişkin öngörülen düzeltme zamanaşımı süresi içinde, iadeden ayrı ve bağımsız olarak düzeltme ve şikâyet yoluna başvurulmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Dava konusu olaylarda, başvurucular tarafından ikale sözleşmesi uyarınca yapılan ek ödeme üzerinden kesilen gelir vergisinin tecil faiziyle birlikte iadesi istemiyle yapılan düzeltme başvurusu faiz talebi yönünden kısmen reddedilmiştir. Bunun üzerine faiz ödenmeksizin başvuruculara iade edilen vergiler için işlemiş olan faizin ödenmesi istemiyle yapılan şikâyet başvuruları iade talebinden ayrı ve bağımsız olarak faiz talep edilmesi olarak değerlendirilemeyecektir” şeklinde açıklamalardan sonra açıklanan hukuksal nedenler ve gerekçeyle aykırılığın, haksız olarak tahsil edilen verginin iadesi üzerine iade edilen vergiden bağımsız olarak ve tek başına faiz ödenmesi istemiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 116 ve devamı maddeleri uyarınca düzeltme ve şikâyet yoluna başvurulabileceği” yönünde giderilmesine” şeklinde sonuca varılmıştır.  

Görüldüğü gibi Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’na göre de mükelleflerin sadece faiz talebiyle dahi hata ve düzeltme hükümlerinden yararlanması mümkündür. Bu durumda gecikme faizi hesaplanan hallerde de gecikme faizinin hata ve düzeltme hükümlerine göre düzeltilmesinin istenebileceği açıktır.

Ancak gecikme zammı konusunda hata ve düzeltme hükümlerinden yararlanmak mümkün değildir. Bilindiği gibi gecikme zammı 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da düzenlenmiştir. Gerek Danıştay kararları gerek doktrinde baskın görüş, 6183 sayılı Kanun’a tabi işlemlerde hata ve düzeltme yolunun kullanılamayacağı yönündedir. Daha önceki bir yazımda da bahsettiğim üzere bu görüşün ve özellikle yargı anlayışının aşağıdaki gerekçelere dayandığı görülmektedir.

- 213 sayılı Kanun’da düzenlenmiş hata ve düzeltme hükümlerinin 6183 sayılı Kanun’a göre tesis edilen işlemleri kapsamadığı,

- 6183 sayılı Kanun’da konuya ilişkin olarak 213 sayılı Kanuna ilişkin bir atfın da bulunmadığı,

- (Ödeme emrine ilişkin olarak) ödeme emrinin vergi borcunun artık ödenmesi gereken safhaya gelmesinden sonra düzenlendiği,

- 6183 sayılı Kanun’un 213 sayılı Kanun’a nazaran çok daha geniş bir kapsama sahip olduğu ve hemen hemen bütün kamu alacaklarının bu kanuna tabi olduğu, vergi alacaklarında hata ve düzeltme müessesesinin geçerliliğinin kabulü halinde diğer kamu alacakları ile vergi alacaklarının tahsil usulü konusunda bir ayrım ve eşitsizlik oluşacağı.

Bu nedenlerle de gecikme zammına ilişkin konularda Vergi Usul Kanunu’nun hata ve düzeltme hükümlerinden yararlanmak mümkün değildir. 



Bu yazı 92 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 25 Temmuz 2024 Uzlaşmadaki sonuçları düşünülmemiş değişiklikler
    • 23 Temmuz 2024 Tekno girişim şirketlerine ayrıcalıklı mı, yoksa sıkıntımı mı?
    • 18 Temmuz 2024 10 liralık alışverişe 5 bin lira ceza geliyor
    • 9 Temmuz 2024 9. Yargı Paketine göre vergi yargılama usulü
    • 4 Temmuz 2024 Adli tatil ve vergi yargısı
    • 25 Haziran 2024 Gelmekte olan asgari vergi yükümlülükleri
    • 13 Haziran 2024 Önümüzdeki Perşembe ve Cumaya dikkat
    • 11 Haziran 2024 Faiz veya zamda hata ve düzeltme
    • 6 Haziran 2024 Sermaye artırım zorunluluğu
    • 30 Mayıs 2024 İstanbul vergi merkezi ve sağlık hakkı
    • 28 Mayıs 2024 Vergi yargısı açısından 9. yargı paketi
    • 23 Mayıs 2024 Vergi yargısı açısından 9. Yargı Paketi
    • 21 Mayıs 2024 Gecikme faizinde tarh ve tahakkuk
    • 14 Mayıs 2024 Emeklilerde emlak vergisi
    • 9 Mayıs 2024 Ticaret Kanununa değişiklikler geliyor
    • 7 Mayıs 2024 Mayıs ayına özgü yükümlülükleri
    • 2 Mayıs 2024 Örtülü sermaye müessesesinde değişim gereği
    • 25 Nisan 2024 Kurumlarda örtülü sermaye
    • 18 Nisan 2024 Emisyon primleri istisnası ve sorunları
    • 16 Nisan 2024 Kurumlar vergisinin oranının saptanması




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    14,504 µs