Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) sağlık ekonomisi ile ilgili önemli bir rapor yayınladı. Raporda ülkelerin 2060a kadar sağlıklı bir toplum yapısı için ne kadar harcama yapmaları gerektiği konusu ele alınıyor. Yapılan hesaplamaya göre gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ortalamalarına göre, şu an Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın yüzde 6sı kadar gerçekleşen sağlık harcamaları, 2060da yüzde 9.5e yükselecek. Eğer sağlık harcamaları kontrolü politikalarından vazgeçilirse, bu rakam yüzde 14e yükselecek ve bu da birçok ülke için sürdürülemez ekonomik sonuçlar doğuracak.
Ülkemizde son 10 yıldır uygulanan politikalarla, sağlık hizmetlerinin kapsamının genişletilmesi ve toplumun tüm kesimlerinin sağlık hizmetinden yararlanması hedefleniyor. Bu kapsam genişlemesi, sağlık harcamalarının ciddi şekilde artışını da beraberinde getiriyor.
SGKnın son verilerine göre, devlet hastaneleri, üniversite hastaneleri ve özel hastanelere vatandaşın 2009da 245 milyon 720 bin olan müracaat sayısı, 2012 sonu itibariyle 392 milyon 250 bin rakamına ulaşmış. Yani sadece son üç yılda hastanelere sağlık hizmeti başvuru sayısında yüzde 60lık artış yaşanmış.
Rakamlar nereye koşuyor?
2009da da hastanelere müracaat çerçevesinde rakamlandırılan tedavi harcaması tutarı da 15.5 milyar TLden 2012 sonu itibariyle 28.6 milyar TLye yükselmiş. Bu rakamlar SGKnın sağlık harcamalarında ne kadar ciddi bir artış olduğunu gösteriyor.
SGKnın sağlık harcamalarının, özellikle Genel Sağlık Sigortasının 1 Ocak 2012den bu yana tüm nüfusu içine alacak şekilde devreye girmesiyle daha da artacağını söylemek mümkün. Hal böyle olunca, OECDnin raporunda da belirtildiği gibi Türkiye de, bu artışlardan genel ekonomik denge içerisinde olumsuz olarak etkilenmemek için bir takım tedbirlere başvurmak durumunda kalabilir. Nitekim, ilaçta katkı paylarının artması, muayenelerde hastadan alınan paranın yükselmesi gibi önlemler zaten alınmaya başlanmıştı.
İlaçtaki faturaya sert fren
Sağlık harcamaları ülkemizde tedavi boyutuyla artış göstermesine karşın, ilaç harcamalarında kontrolün arttığı görülüyor. İlaç fiyatları üzerinde yapılan sıkı kontrol ilaç harcamalarının gerilemesine neden oluyor. Bu da, Türkiyede sağlık harcamalarındaki artışın ilaç harcamaları boyutuyla denetim altına alındığını gösteriyor.
Ayrıca SGKnın Medula adı verilen sağlık takip sistemini kullanmasıyla, ilaçta suiistimallerin önüne geçilmeye başlanarak, bu harcamaların frenlenmesi mümkün oluyor. Diğer yandan SGKnın ilaç takip sistemini, akılcı ilaç kullanımı gibi uygulamalarını hayata geçirmiş olması da önemli sayılabilecek kontrol mekanizmaları arasında.
SGK verilerine göre, reçete sayısının 2012de düştüğü görülüyor. 2009da 327 milyon, 2011de 340 milyon civarında olan reçete adedi 2012de 336 milyon rakamına gerilemiş.
2009da, reçetelere SGK tarafından ödenen rakam 16 milyar TL iken, 2012de bu rakam 13.8 milyar TLye düştü. Yine reçete başına düşen tutarın son yıllarda gerilediği görülüyor. 2009 yılında reçete başına tutar yaklaşık 49 TL iken, bu rakam 2012 yılında 41,26 TLye gerilemiş.
OECD Raporu: Türkiye daha çok harcayacak
Türkiye ile benzer gelişim düzeylerine sahip BRICS (Brezilya-Rusya-Hindistan-Çin-Güney Afrika) ülkeleri, sağlık harcamalarının bugün bulunduğu düşük düzeyden çok daha hızlı şekilde artması bekleniyor. Bugün sağlık harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içerisindeki payının yüzde 2.5 olduğu bu ülkelerde, bu oranın iyi senaryoya göre yüzde 5.3e, kötü senaryoya göre ise yüzde 9.8e yükseleceği OECD Raporunda ifade ediliyor.
Raporda özellikle demografik durum nedeniyle Kore, Türkiye, Şili ve Meksikada sağlık harcamalarının dünyanın diğer ülkelerine göre çok daha hızlı artacağı belirtiliyor. Norveç, Amerika ve İngilterede ise önümüzdeki 50 yıl içerisinde ortalamanın çok daha altında bir artış bekleniyor.
Sosyal yardımlar
Rapora göre, sosyal hizmetler içerisinde önemli bir pay tutan uzun dönemli bakım hizmetlerinde de artışlar görülecek. Ülkemizde de sosyal hizmetlerin ev odaklı düşünülmeye başlandığı, daha fazla sayıda kişiye sosyal hizmet ve sosyal yardım sağlanması eğiliminin artış gösterdiği görülüyor.
OECD, sosyal yardım ve hizmetlerin tüm ülkelerde artacağını söylüyor. Bugün özellikle gelişmiş ülkelerde uzun dönemli bakım hizmetlerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içerisindeki yüzde 0.8lik payının 2060da yüzde 1.6ya yükseleceği, yani iki katına çıkacağı öngörülüyor.
Dolayısıyla hükümetlerin de, bundan sonraki dönemlerde önemli mesailerini sosyal güvenlik, sosyal hizmet ve sosyal yardım konularına ayıracağı ve bu konular üzerinden politikalar üreteceği görülüyor.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle