Bankalar çek yerine vatandaşı sorguluyor
17 Ocak 2013 13:09 tsi
Yeni Çek Kanunun geçen yıl yürürlüğe girmesinin ardından son dönemde piyasaya sürülen sahte çek sayısında önemli bir artış yaşandığı kaydedildi.
Bankalar çek yerine vatandaşı sorguluyor
Dünya
Yeni Çek Kanunun geçen yıl yürürlüğe girmesinin ardından son dönemde piyasaya sürülen sahte çek sayısında önemli bir artış yaşandığı kaydedildi.
Son dönemde sahte çek sayısında yaşanan artış, piyasada ciddi sıkıntılara neden oluyor. Türkiye'de toplam 5 milyon adet sahte çek olduğu tahmin edilirken yapılan araştırmalar sonucunda piyasadaki dolandırıcıların kar marjı yüksek firmaların çeklerini kopyaladığı ifade ediliyor. Son dönemde piyasadaki sahte çek kullanımlarının arttığına dikkat çeken hukukçular sahte çek nedeniyle büyük maddi kayba uğrayabilir hatta ceza mahkemelerinde sanık sıfatı ile yargılanabilirsiniz uyarısında bulunuyor.
Bankaların çek sorgulaması yapmak yerine müşteri hakkında istihbarat yaptığını söyleyen ve
sahte çek kullanım oranındaki artışın piyasada tedirginliğe neden olduğuna dikkat çeken Ali Yüksel&Hilmi Özalp Hukuk Bürosu ortaklarından Avukat Hilmi Özalp, "Çek yapraklarının Avrupa'da olduğu gibi sahtesi yapılamayacak şekilde basılmalı ve alınan çeklerin bankadan sorgulanmasının kolay hale getirilmesi gerekir" dedi.
Sahte çek'in yaprağı 200 TL
Piyasada sahte çeklerin yaprağının 150 - 200 liradan satıldığı ve bu çeklerin rahatça kullanıldığı ifade eden Özalp, "Doğru iş yapan vatandaş sahte çekleri alıyor, bankaya soruyor bankada o müşteriyi sorguluyor ama asıl yapması gereken 'çek sorgulamasını' yapmıyor. Sahte çek basıldığını da bilmediği için sözlü olarak onay veriyor ve mağduriyetler bu şekilde doğuyor. Bunların önüne geçilmesi için çeklerin rahatça bankadan sorgulanması gerekir ve yeniden çeklerin mutlaka cezai yaptırıma tabii tutulması gerekir" şeklinde konuştu.
Çek'e güven iyice azaldı
Hilmi Özalp, elektronik ortamda (mail ortamında) çekin aslının gösterilerek, "Bu çek bankamız tarafından verilmiştir" şeklinde bir yazıyla piyasadaki sahteciliğin büyük oranda önüne geçileceğini kaydetti. Avrupa Birliği'ne (AB) uyum yasaları çerçevesinde çekte hapis cezasının kaldırılmasıyla ilgili ise Özalp; "Çeke güven iyice azalmış, hatta neredeyse ortadan kalkmıştır. Çek Kanunu'nda yer alan çek yasağına girme müeyyidesini değerlendirecek olursak, Vatandaş kardeşinin adına, eşinin adına başka şirketler kurup, yeni çekler alabilir. Dolayısıyla önceden ödemediği çeklerin üstüne tekrar verdiği çekler de eklenmektedir. Böylelikle birçok insan tekrardan mağdur olmaktadır" ifadelerini kullandı.
Sahte çeke karşı 'renkli' çözüm
Çek Kanunu değişikliğinden doğan mağduriyetlerin giderilmesi ve alacaklıların borçlarını daha rahat temin edebilmelerini sağlayacak yeni bir yasaya ihtiyaç olduğunu söyleyen Av. Hilmi Özalp; "Çeke olan güvenin artması için bizim önerimiz yasanın dışında, çekleri de kategorize etmek. Piyasada 4 çeşit çek olduğu zaman insanlar alacağı çekin koşullarını bilebilir. "Bu nasıl olur?" derseniz, piyasada var olacak çekler, yeşil, turuncu, sarı, kırmızı şekilde ayrılmalıdır. Yeşil Çek, tamamen bankanın kefaletinde olmalı, hesapta para olup olmaksızın doğrudan banka tahsil edilmesi gereken parayı ödemelidir. Turuncu Çek bankanın kısmen -%30-20 gibi- kefaletinin olduğu bir uygulama olmalı ve banka belirlenen kısmını karşılamalıdır. Sarı Çek, bugünkü asgari tutar olan bin liranın bankanın sorumluluğu olan çek olmalı. Kırmızı Çek ise tamamen bankanın sorumluluğundan çıkan bir çek çeşidi olmalı. Piyasada çekler bu şekilde temin edilir, vatandaş sarı çek ve kırmızı çek alırsa sorumluluğunu kendi üstlenmeli, sorumluluğunu üstlenmek istemiyorsa yeşil çek veya turuncu çek talep etmelidirler. Bu sistemin, dolandırıcı ve borcunu ödeyen normal vatandaşı ciddi anlamda ayıracak bir uygulama olacağı düşüncesindeyiz" dedi.
Bu haber 4,828 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle