En Sıcak Konular

Ölüm tersanelerini anlattı

18 Ağustos 2008 09:13 tsi
Ölüm tersanelerini anlattı Tuzla’da her yıl ciro da, kâr da artıyor. Ama bilançoda bir pürüz var: Sadece bu yılın ilk sekiz ayında 17 işçinin canı! Sebebini soruyorsunuz iskele çöktü, elektrik çarptı, patlama oldu, tanker altında kaldı, boğuldu diyorlar. Limter-İş Sendikası G

Ölüm tersanelerini anlattı 
Vatan

Sadece bu yıl 17 işçinin canını alan Tuzla tersaneleri gerçeği...

Mine Şenocaklı

Tuzla’da her yıl ciro da, kâr da artıyor. Ama bilançoda bir pürüz var: Sadece bu yılın ilk sekiz ayında 17 işçinin canı! Sebebini soruyorsunuz iskele çöktü, elektrik çarptı, patlama oldu, tanker altında kaldı, boğuldu diyorlar. Limter-İş Sendikası Genel Sekreteri Kanber Saygılı başka bir sebepten dem vuruyor:

Uygulanmayan yasalar, yok sayılan işçi hakları, sendikasızlaştırma ve patronlarla taşeronların gözü kara kâr hırsı... Ve ekliyor: “Bu sistemde, Tuzla’da çocukluğumuzun yenilmez kahramanı Himen de olsan, Süpermen de olsan kâr etmez. Yine işçiler ölecek. Çünkü güç patronlarda artık!”

Bazı meslekler tehlikelidir. Mesela kömür madeninde çalışmak, mesela dalgıçlık, mesela tersane işçiliği... Ekmek, aslanın ağzında değil, Azrail’in elindedir! Ara sıra ölümler kaçınılmazdır. Bazen kaza olur. İskele çöker mesela... Ya da grizu patlar, üçer-beşer öldürür. Zengin ülkeler bu ağır işleri mümkün olduğunca fakir ülkelere havale eder, o ülkelerin yöneticileri de marifetmiş gibi öğünür: “Gemi yapım sektörü, milyonlarca dolarlık gelir sağladı” diye beyanat verirler. Doğrudur da... Peki ya bedeli? Tuzla tersanelerinin bilançosunu verelim, ağustos ayı döviz girdisi yerine 5 ölü! Bir de yıllık bilançoyu çıkartalım yılbaşından bugüne 17 işçi... Sebepler muhtelif iskele çöktü, patlama oldu, elektrik çarptı! Peki iskele çöktü de emniyet kemeri ne işe yaradı? Ne kemeri?.. Tuzla’da iskeleler yüksek, ama emniyet kemerine ihtiyaç duymuyor pek kimse... Yanlış anlamayın, koca koca yazıyor her yerde “Emniyet kemeri olmadan çalışmayın!” diye... Ama işçiler takmıyor! “Biz Türk’üz, bize bir şey olmaz” dediklerinden değil, taşeron nazikçe, “Kemer işi yavaşlatıyor” nasihati verdiğinden... Dillerinin altındaki baklayı görmemek mümkün mü? “İstersen tak! Kapı orada!..”

İşçiler çaresiz... Memlekette onlardan gelecek üç kuruşu bekleyen bir aileleri var ve her an yerlerini almaya hazır binlerce de işsiz. İşte bu yüzden taşeron çok rahat. Ya sendika?.. Sıkıysa sendikalı ol! Yine kapı var biraz ötede... Tuzla’da sendika var, hem de öyle sarısından değil, ama üye olmaya cesaret edebilen işçilerin sayısı bir elin parmakları kadar... Halbuki sendikalı işçi sayısı ne kadar artarsa emniyet kemeri sayısı da o kadar artacak, tabii her türlü sosyal güvence de... Tersaneler el mahkum, kum torbası kullanmaya başlayacak filika denerken, teslimatı geciktirmeyi de göze alıp. Diyeceksiniz ki, teslimat gecikirse, elin yabancısı bir daha burada gemi yaptırır mı? Emin olun yaptırır, zira daha ucuzu Çin’de var bir tek! Hadi yaptırmadı, bir işçinin canı bile buna kurban edilebilir mi?

İşin acısı, aslında bu ölümlerin önüne geçmek hiç de sanıldığı gibi, daha doğrusu yetkililerin ve taşeronların dediği gibi imkansız ya da işin gereği değil. Bunu biliyorduk, ama bir de bu işin içinden birine soralım dedik. Ne yetkililere, ne patronlara, ne de taşeronlara... Tuzla’da işçi haklarını tam anlamıyla savunmaya çalışan bu nedenle bazılarınca pek sevilmeyen DİSK’e bağlı Limter-İş’in Genel Başkanı Cem Dinç ve Genel Sekreteri Kanber Saygılı ile bu ölümlere nasıl son verilebileceğini konuştuk.

 ‘Asıl parayı taşeronlar kazanıyor’

Tuzla’da işler nasıl yürüyor?

Kanber Saygılı: Tuzla tersanelerinde 44 firma var. 1000’in üzerinde de taşeron. Bir de götürücüler var. Ama onların sayılarını bilmemiz mümkün değil. Çünkü hiçbir kayıtları yok. Çalışan sayısı da yaklaşık 40 bin... Burada bir işçi, ‘Ben şu tersanenin işçisiyim’ demez. ‘Kime çalışıyorsun?’ diye sorarsınız. ‘Ben Ahmet’e girdim... Ben Mehmet’in adamıyım’ der.

Ağalar mı var yani?

Yok. Mafyavari bir oluşum diyebiliriz. Burada birçok kişinin de lakabı vardır.

Mesela?

CEM DİNÇ: Mesela Çingene Selahattin derler. Bu adam taşeron. İşçiler o şekilde bir lakap takmış. Tabii ki çingene değil! Bazılarına ‘çamur’ derler. Burada, tren istasyonunda kahveler vardır. Taşeron, adama ihtiyaç olduğu zaman, gider ‘Bana şu kadar adam lazım’ der. Gece işi ya da kuru yük gemisi ya da yakıt tankeri işi denir. Yevmiye sorulur. Taşeron alır götürür.

İşler ne kadar sürer?

Tamir gemilerinin işi 1-2 ay sürer. Sıfır gemilerde süre biraz daha uzundur, 6-7 ay gibi. İşin bitimine kadar hep böyle adam bulunur.

 Ücretler nasıldır?

Kanber Saygılı: Şu anda bir kaynakçının yevmiyesi 50-60 lira, hatta 70 lira civarı. Yardımcıların yevmiyesi ise 28-30 lira. Hiçbir şey bilmeyen yardımcının aldığı paradır bu. Mesela punta atmasını bilen bir yardımcı 30 lira kazanır.

İş ağır, ücretlerin daha yüksek olması gerekmez mi?

Öyle ama 3-4 yıldır bu tersanelerde ücretler aşağı yukarı aynı, yükselmiyor. Aslında işçi ücretini direkt firmadan, armatörden alabilse herşey düzgün olacak. İşçiye gelene kadar 4-5 tane aracı para kazanıyor... Asıl para aracıya, tefeciye, taşerona gidiyor.

Asıl parayı taşeron firma mı kazanıyor?

Tabii. Taşeron firmalara bakıyoruz, iki sene içersinde altlarına araba, yat alıyorlar.

Götürücü nedir peki?

Bir işi metre, kilo ya da yevmiye hesabı alıp sadece o işi yapar. Ama hiçbir yasal dayanak sunmaz. Ne kadar kısa sürede, ne kadar az işçiyle, ne kadar çok iş bitirirse, o kadar çok para kazanır.

Taşerondan farkı ne?

İşi taşerondan alıyor. Tabii daha az iş alıyor. Yani 3 kişilik, 5 kişilik işler yapıyor. Dolayısıyla para işçiye verilene kadar 4-5 el değiştiriyor. Armatör tersaneye, tersane taşerona, taşeron bir başka taşerona, o bir başka taşerona veriyor.

Cem Dİnç: Şimdi bir taşeron diyelim 5 blok aldı.

Blok almak ne demek?

Geminin parçası, yan duvarı diyelim. Bunun kaynağı var, montajı var, taşı var, boyası var, rastası var. Bunların hepsini bir taşeron alıyor. Sonra, başka bir taşerona ‘Ahmet, gel bu işin kaynağını sana vereyim’ diyor. Bloğun kilosunu 2 milyondan almışsa, kendi altındaki taşerona 1,5 milyona veriyor. Sonra o taşeron da, ‘Ben bu bloğun taşını, montajını, kaynağını, boyasını kendi altımda bir götürücüye vereyim’ diyor. İşler böyle yürüyor.

Anlamadım, sürekli bir iş yok mu tersanelerde? Bir geminin sürekli kaynakçısı ya da boyacısı olmaz mı?

KANBER SAYGILI: Sürekli devridaim olan bir sektör bu. Diyelim ki, A teşeronunda 50 işçi çalışıyorsa, sadece 5-6’sı kadroludur, onlar da o taşeronun akrabasıdır büyük ihtimalle. Bu işçiler iki ay A teşeronuna çalışır, üçüncü ay gider B taşeronuna çalışır. Ya da A tersanesindedir, gider B tersanesinde çalışır. Dolayısıyla taşeronlarda birikmiş, devamlı olan bir işçi kadrosu yoktur. Sadece ve sadece çok az sayıda işçi ana firmada kadroludur. Yani kazanan başkalarıdır. İşçiye suyunun suyu kalıyor. Bizim bu taşeronluk sistemine karşı çıkmamızın nedenlerinden biri de, örgütlenmenin önündeki engel olması ve işçinin sınıf bilincine ulaşamaması, yani kendisini bir işçi gibi hissedememesidir. Bu bilinci engelliyor taşeronluk. Dolayısıyla bir işçi çalışmış olduğu yerde insan yerine konsa, hak ettiği ücreti alsa, örgütlense, daha güzel koşullar içinde, daha verimli çalışır.

YARIN: Tuzla’da hiç iyi örnek yok mu? 



Bu haber 1,399 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.








    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,266 µs