En Sıcak Konular

Çalışma yaşamı ve sosyal güvenlik: 2007'de tartışıldı,

2 Ocak 2008 22:51 tsi
Çalışma yaşamı ve sosyal güvenlik: 2007'de tartışıldı, Türkiye'nin son 20 yılda en çok tartıştığı ekonomik olgulardan biri olan sosyal güvenlik ve çalışma hayatı, 2007'de önemli gelişmelere sahne oldu. Konu ile ilgili birçok başlık 2007'de sadece tartışılmakla kalırken, 2008'de de aynı konular tüm hararet

Çalışma yaşamı ve sosyal güvenlik: 2007'de tartışıldı, çözüm 2008'e miras
01/01/2008 DÜNYA

ANKARA - Türkiye'nin son 20 yılda en çok tartıştığı ekonomik olgulardan biri olan sosyal güvenlik ve çalışma hayatı, 2007'de önemli gelişmelere sahne oldu. Konu ile ilgili birçok başlık 2007'de sadece tartışılmakla kalırken, 2008'de de aynı konular tüm hararetiyle gündemi işgal edeceğe benziyor.
2007'de özellikle Sosyal Güvenlik Yasası çok tartışıldı, ancak çözümü 2008'e miras kaldı. 2006 yılının son günlerinde Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Yasası, Anayasa Mahkemesi tarafından kısmi iptale uğradı. Hükümet de yasanın yürürlüğünü bir yıl erteledi. Seçimler nedeniyle tartışma gündemine alınmayan kanun, seçim sonrasında yeniden masaya getirildi. Yasanın IMF'nin baskısıyla, sosyal taraflarla uzlaşma sağlanmadan meclis gündemine getirilmesi tartışma yarattı. Ancak Hükümet uzlaşma kapısını kapatmadı ve yasanın uygulanmasını yine erteledi.

Hükümet, istihdam paketi hazırladı

İşsizlik ve istihdam paketi 2007'nin en fazla tartışılan konularından biriydi. Hükümet 2007'nin ilk aylarında "İşizliği önlemeye yönelik bir paket" hazırladığını açıkladı. Gelir azaltıcı önlemler içermesi nedeniyle Hazine ve Maliye'nin itirazlarına konu olan düzenlemeler açıklanmadı. Kamuoyuna yansıyan unsurlar; işsizlik sigortasından yararlanma koşullarının iyileştirilmesi, genç işsizlere iş verilmesi halinde sigorta primlerinin belirli süreyle devlet tarafından ödenmesi, zorunlu özürlü işçi istihdamının gevşetilmesi, mesleki eğitimin güçlendirilmesi, kıdem tazminatının bir fona aktarılması, işyeri hekimi-iş güvenliği personeli gibi zorunlu işyeri uygulamalarının hafifletilmesi oldu.

Telekom greve çıktı "hatlar kesildi"

2007'de Türk Telekom grevi, "hiç kimsenin istememesine rağmen gerçekleşen grev" olarak tarihe geçti. Bütün tarafların "kriz yoluyla sorun çözmekten başka çıkar yol bulamaması" grevin başlamasına neden oldu. Altyapıda yaşanan ciddi sıkıntılar, sonunda İMKB'nin iletişim sisteminin bir yol inşaatı sırasında kopan kablo nedeniyle çökmesi, grev nedeniyle zayıflayan arıza giderme kabiliyetini hatırlattı ve taraflar Ulaştırma Bakanlığı'nın arabuluculuğuyla masaya oturarak uzlaşma sağladı.

Türk-İş'te "arka bahçe" tartışması

Yılın son günlerinde konfederasyonların genel kurulları tartışıldı. Türk-İş'te Salih Kılıç'ın genel başkanlık dönemi bitti ve Mustafa Kumlu, "Türk-İş AKP'nin arka bahçesi oldu" tartışmaları arasında Türk-İş'in yeni patronu oldu. Kamuoyu önünde yaşanmayan TİSK'teki yarışta ise Tuğrul Kutadgobilik, küçük bir fark sayılabilecek 11 oyla güven tazeledi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bir işçi konfederasyonunun Genel Kurulu'na katılan ilk Cumhurbaşkanı oldu. Bu gelenek Hak-İş'le başladı ve Türk-İş ile devam etti. Asgari Ücret Tespit Komisyonu ise az yaşanan bir gelişmeye sahne oldu. Asgari ücret görüşmeleri 14 yıl aradan sonra ilk kez işçi, işveren ve hükümetin uzlaşmasıyla tamamlandı. İşçi adına komisyona katılan Türk-İş, asgari ücrete muhalefet şerhi koymadığı için eleştirildi.

DÜNYA, çalışma yaşamının önde gelen isimlerinden 2007'yi değerlendirmelerini isterken 2008'e yönelik beklentilerini de öğrendi:


İŞKUR Genel Müdürü Namık Ata: İŞKUR, 2008'e önemli projelerle giriyor

Hem dünyada kamu istihdam kurumlarına duyulan gereksinimin yarattığı gelişmeler ve AB'ye uyum süreci hem de Türkiye'de işsizliğin vardığı boyutlar, İŞKUR'u işsizlikle mücadelede merkezi bir role sahip kılmış ve Kurum hızlı bir yeniden yapılanma sürecine girmiştir. İŞKUR, bugün klasik iş ve işçi bulma hizmetlerinin yanı sıra işgücü piyasası enformasyon hizmetlerini, aktif ve pasif işgücü programlarını etkin bir şekilde uygulama kararlılığındadır.

2008 yılında da başta kadın ve gençlerimize yönelik 20 milyon Euro'luk Aktif İstihdam Tedbirleri ve Yerel Düzeyde Türkiye İş Kurumu'na Destek Projesi olmak üzere, yeni projelerimizi hayata geçireceğiz. Yine, 2008 yılı başlarında e-Dönüşüm Projemiz hayata geçirilecektir. İş arayanlarımız ve işverenlerimiz Kurumumuza ilişkin tüm işlemeleri internet ortamında kendileri yapabileceklerdir. Öte yandan, Avrupa istihdam Stratejisine uyum çalışmaları Kurumumuz koordinatörlüğünde sürmektedir. Bu konuda İstihdam Durum Raporu hazırlanmış, Ortak Değerlendirme Belgesi ise imza aşamasına gelmiştir. Daha sonra Ulusal Reform Programı hazırlanacak ve geliştirilecek eylem planları ile uygulamaya geçilecektir.

Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu: Yatırım ağırlıklı bir ekonomik program gerekli

Çalışanların dolaylı vergi yükünü artıran, sosyal kamu harcamalarını devre dışı bırakan ve tarımdan desteğini çeken IMF endeksli program 2008 yılı bütçesine de damgasını vurmuştur. Görünen o ki 2008 yılında da vergi adaletsizliği devam edecek, işsizlik ve yoksulluğu önleyecek politikalar uygulanmayacak, çalışanların talepleri gözetilmeyecektir. Devam eden özelleştirmelerin işsizleştirme boyutu, sosyal dengelerin daha da bozulmasını beraberinde getirecektir. Sağlık ve sigorta hizmetlerinin özelleştirme girişimleri, kıdem tazminatına yönelik hak gaspı içeren negatif hamleler çalışanların huzurunu fazlasıyla bozacak girişimlerdir. Erken emeklilik uygulamaları, özelleştirmeler ve sendikalaşmanın önündeki engeller nedeniyle işçi örgütlenmelerinin 2007 yılında da kan kaybetmeye devam etmesi çalışma yaşamı açısından bir diğer olumsuz etkeni oluşturmuştur. Konfederasyonumuz, 2008 yılında ülkemizin kırılgan ekonomik ve sosyal yapısının ortadan kaldırılabilmesi için ülkenin özkaynaklarına dayalı bir ekonomik ve sosyal yapılanmaya gidilmesinin gereğine inanmaktadır. Türk halkının ihtiyaçlarının birinci planda gözetildiği, yatırım ağırlıklı bir ekonomik programa Türkiye'nin bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacı vardır.

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'nın çalışanların talepleri dikkate alınarak düzenlenmesi toplumun büyük bir kesiminin mağduriyetini engelleyecektir. Kıdem tazminatlarına yönelik hak gaspı girişimleri ise tarafımızdan genel grev sebebi sayılacaktır.

Hak-İş Başkanı Salim Uslu: Sorunlar, stok şeklinde duruyor

Siyaset alanında yaşanılan bütün çalkantılara rağmen, Türkiye ekonomide de önemli başarılara imza atmıştır. Buna rağmen, Türkiye'nin başta işsizlik, kayıtdışı, yoksulluk ve demokratikleşme olmak üzere sorunları stoklar şeklinde durmaktadır. Türkiye tarihi bir fırsat yakalamıştır ve bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmeye devam etmelidir. Hak-İş olarak, başta işsizlik ve kayıtdışı istihdam gibi sorunların çözümü için şu somut önerilerimiz bulunmaktadır:

- İşsizliğin çözümü ve etkilerini azaltma konusunda birkaç farklı politikayı, eşzamanlı olarak uygulamak gerekmektedir. Bunun için de AB'nin benimsediği sigorta dallarından biri olan aile yardımı sigortası mutlaka yeni bir sigorta kolu olarak Türkiye'de de uygulanmalıdır.

- Avrupa İstihdam Stratejisi temelinde oluşturulacak "ulusal istihdam politikası", hem gerekli kaynakların sağlanması, hem de çok yüksek düzeylere ulaşmış olan işsizlik sorunuyla mücadele için somut bir model sunması bakımından önemlidir.

- Ulusal istihdam planının yanı sıra yerel ve sektörel düzeyde istihdam ve işgücüne yönelik analiz ve planlamalar yapılmalıdır. Girişimcilik ve iş yaratma özendirilmeli, istihdam maliyetleri makul düzeylere çekilmeli, sosyal teşvik uygulamaları önemsenmelidir.

- İşsizlik Sigortası Fonu, Hazine iç borçlanmasını kolaylaştırmak başta olmak üzere devlete hizmet etmiş, işini kaybedenler yerine devlete yaramıştır. Fon yeniden tartışılmalı, yararlanma koşulları kolaylaştırılmalı, uygulama kapsamı genişletilmeli ve Gelir Yardımı Sistemi ile ilişkilendirilmelidir.

- Bireylerin istihdam edilebilirliklerinin sağlanması bakımından eğitim, yeniden eğitim ve yaşam boyu eğitim süreçleri geliştirilmelidir.

- Kayıt dışı istihdam son hane halkı anketlerine göre yüzde 48.2'dir. Ülkemizde kayıtdışı ile mücadelede salt denetim ve ceza yöntemleri dışında, ekonomik, sosyal ve eğitim gibi tüm mücadele araçları birlikte kullanılmalıdır. Sık sık tekrarlanan vergi ve sigorta affı kolaycılığına son verilmelidir. Sigortalı çalışma teşvik edilmelidir.

- En önemli konu ise örgütlenmenin önünün açılmasıdır. Toplu iş sözleşmesi ve örgütlenme hala ekonomik gelişmenin önünde bir engel olarak görülmektedir.

DİSK Başkanı Süleyman Çelebi: Ücretli çalışan büyümeden pay almıyor

Son bir yılın, Türkiye'de ücretliler ve ücretli olmaya aday nüfus için olumlu geçtiğini söylemek maalesef mümkün değildir. Aylık hane geliri 549 milyonun altında olan 13 milyon fert bulunmaktadır. Üye sendikamız Birleşik Metal-İş tarafından yapılan çalışmalara göre 2006 Aralık ayı için yoksulluk sınırı 2000 YTL'dir. Anlaşılabileceği gibi yoksulluk Türkiye'de resmi olarak açıklanan sayıların çok üzerindedir. Türkiye ekonomisi son yıllarda sürekli yüksek bir büyüme oranında seyretse de ücretli çalışanların bu büyümeden pay aldığı söylenemez. 2007 yılında da tablo değişmemiştir. Örneğin asgari ücret 2007 yılında sadece enflasyon oranında artmıştır. AKP'nin iktidarda bulunduğu süre boyunca verimlilik yüzde 43 artar iken, asgari ücret reel anlamda sadece yüzde 24 artmıştır. Bir başka deyişle, ekonomi büyürken, bu büyümeden yararlananlar sadece işverenler olmuştur. Devletin, bütçe ve sosyal güvenlik sistemi yoluyla gelir dağılımını çalışanlar lehine düzenlediği de söylenemez. Bilindiği gibi bütçe harcamalarının en büyük payı yine borç ödemelerine ayrılmaktadır. Son yıllarda, yurtiçindeki bankaların yabancı sermaye tarafından satın alınması, bütçenin artık sadece ulusal değil aynı zamanda uluslararası rantiyeyi de beslediğini göstermektedir. Bütçenin üçte birini el koyan rantiyecileri görmezden gelenler ve devletin sosyal görevlerini unutanlar, bütçeden sosyal güvenlik sistemine yapılan transferleri kara delik olarak nitelemektedirler. Hatta, AKP hükümeti sosyal güvenlik reformu altında 58 milyon vatandaşımızın yararlandığı sosyal güvelik sistemini özelleştirerek piyasanın kollarına bırakmak istemektedir. Emeği ve emekçileri esas alan bir Türkiye'ye olan özlemimiz ve mücadelemiz devam edecek.

Kamu Sen Bircan Akyıldız: 'Memur maaşı yüksek' söylemleri tedirgin ediyor

2002-2007 yılları arasında, TÜFE artışları ile memur ücretleri kıyaslandığında, memur maaşlarının 5 yıl içinde reel olarak yüzde 20 eridiği görülmektedir. Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi'nin yaptığı "Gelir Dağılımında Adalet mi, Ücretteki Sefalet mi?" araştırması, memurların gelir dağılımdaki adaletsizlikten dolayı 388 YTL zararda olduğunu ortaya koydu. AKP Hükümeti'nin tek taraflı ücret belirleme politikaları en çok memurları mağdur ediyor. Bütün bu gerçekler resmi verilerle sabitken, hala bazı kimselerin memur maaşlarının yüksek olduğunu söylemesi bizleri üzmektedir. Oysa bu ülkenin vergi yükünü çekenler, her krizin, her afetin faturasını ödeyenler, memurlar ve çalışanlarımız olmuştur. Bu sene tartışılan bir diğer önemli konu ise Sosyal Güvenlik Yasa tasarısıdır. Sosyal güvenlik, toplumsal hayatımızın en önemli yapı taşlarından biridir. Toplumun tüm fertlerinin gelecek kaygısı taşımadan yaşlılık, hastalık, sakatlık ve işsizlik gibi durumlarda, mensubu olduğu devleti tarafından korunup gözetilmesi ve güvence altına alınması, o devletin vatandaşına verdiği değeri ortaya koyması açısından önemlidir. Büyük bir ihtimalle üzerinde değişiklik yapılsa da 5510 sayılı Kanun yine Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilecektir. 2008 yılında da Türkiye'yi önemli gündem maddeleri beklemektedir. Bu süreçte Türkiye Kamu-Sen olarak temsil ettiğimiz kamu çalışanlarının haklarını koruma noktasında mücadelemizin devam edeceğinden kimsenin kuşkusu olmasın.

Koop-İş Başkanı Eyüp Alemdar: Çağdaş ekonominin gereği örgütlenme hakkı, korunmalı

2007 yılında ne yazık ki endüstriyel ilişkiler anlamında temsil ettiğimiz işçi kesimlerini mutlu edecek güçlü adımlar atılamamıştır. Elbette yapılan başarılı çalışmaları görmezden gelmemekteyiz. Ancak sendikamızı da yakından ilgilendiren geçici işçilerin kadroya alınması sırasında yaşanan statü karmaşası, sosyal güvenlik yasasıyla ilgili çalışmalarda istediğimiz adımlar atılamamıştır. Ülkemizin daha mutlu ve kalkınmış olması için 2008'de emek kesiminin taleplerinin daha güçlü yerine getirileceği bir yıl olması temel beklentimizdir. Bu anlamda, çağdaş ekonominin bir gereği olan örgütlenme hakkının korunması, geliştirilmesi, işçilerimizin daha yüksek oranlarda örgütlü hale gelerek refahtan hak ettikleri payı alması için her türlü çaba sarfedilmesi temel görevimiz ve beklentimizdir.


TİSK Başkanı Tuğrul Kudatgobilik: Kalkınmaya vizyon kazandırmak zorundayız

Büyümenin yavaşladığı, enflasyonun sınırlı da olsa tırmanışa geçtiği bir yılı geride bırakıyoruz. 2007 yılında seçimler, muhtıralar, anayasa tartışmaları ve terör olayları arasında ekonomi bir miktar geri planda kalır gibi oldu. Buna rağmen bitirmek üzere olduğumuz bu yılı tümüyle bir "kayıp dönem" diye nitelemenin de haksız olacağı ortadadır. Ne yazık ki, tüm olumlu gelişmelere rağmen işsizlik sorununda mesafe alamamak, Türk işverenleri olarak bizi ciddi biçimde kaygılandırmaktadır. Büyümenin istihdama etkisi çok zayıf kalmaktadır. 2002-2006 döneminde büyüme oranı yıllık ortalama yüzde 7.4 iken toplam istihdam yılda ortalama yüzde 0.7 oranında artmıştır. Tarım dışı sektörlerde yeterli ölçüde nitelikli iş yaratılamamıştır. İstihdamın üzerindeki vergi, özellikle sigorta primi ve diğer yükler, işvereni işçi çalıştırma fikrinden uzaklaştırmıştır. İşletmelerin gerek iç gerek dış piyasalarda uğradığı rekabet baskısı çok artmış, geleneksel işkolları başta gelmek üzere işyeri kapanmaları ve istihdam kayıpları yaşanmıştır. Bunların yanında özellikle son yıl içinde ithalat artış hızındaki trend ve cari açık endişe konusu olmuştur. Reel sektörde dönem içinde karlılık azalmaya devam etmiş, özel sektörün dış borcu 2004'e göre yaklaşık iki kat artarak Mart 2007'de 126.4 milyar dolara yükselmiştir. Özel sektörün sermaye yatırımındaki artış hızı, 2004'te yüzde 45 iken, 2005'de yüzde 22'ye 2006'da ise yüzde 14'e gerilemiştir. Enerji fiyatları sanayicinin satış şansını azaltmış ayrıca önümüzdeki yıllarda enerji açığıyla karşılaşma ihtimali belirmiştir. Kalkınmada sıçrama yapma sanayinin lokomotiflik gücüne bağlıdır. Bunun için de kalkınmaya vizyon kazandırılması şarttır. Türkiye için 2023 vadesine göre belirlenecek rakip ekonomileri geçmeyi esas alan, teknoloji üreten ve dışarıya satan konuma gelmeyi hedefleyen bir ulusal vizyonunun oluşturulması gerekmektedir.


TESK Başkanı Bendevi Palandöken: Piyasalarda hareketlilik sağlanmalı

Esnaf ve sanatkarlarımızın işletme düzeyindeki bu güncel sorunlarının Hükümetlerce çözüme kavuşturulması kuşkusuz önemlidir. Bizler esnaf önderleri olarak bu sorunların çözümü için her türlü çabayı sarfetmekle yükümlüyüz. Ancak, işletme düzeyindeki kimi sorunlarımızdan bence daha önemlisi piyasalarda hareketliliğin sağlanmasıdır. Piyasalarda hareket olursa, talep olursa, iş olursa diğer sorunlarımız çok daha kolaylıkla çözümlenir. Bu ise esnaf ve sanatkarlarımızın müşterisi konumundaki dar gelirli toplumsal kesimlerin gelir düzeylerinin yükselmesi ile mümkündür. Memurun, işçinin, emeklinin geliri artmalı ki, esnafımız da iş yapabilsin, yeterli kazanç sağlayabilsin. Bunun yanı sıra her mahallede ve her köşe başında açılan büyük mağazaların kuruluş ve faaliyetlerinin, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bir kurala, bir düzene bağlanması da son derece önemli ve yaşamsaldır. Her konuda Avrupa Birliği standartlarına uyumdan bahseden kimi çevrelerden bu konudaki yasal düzenlemeye engel değil, yardımcı olmalarını bekliyoruz.


 



Bu haber 1,473 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.








    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,869 µs