Taşeron ve kıdem yeni hükümeti bekliyor

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun AK Parti Genel Başkanlığı ve Başbakanlıktan ayrılma kararının ardından 22 Mayıs’ta yapılacak olağanüstü kongre sonrası yeni hükümetin kurulma sürecinde takvim hızlı işleyecek. 65. Hükümetin programının Meclis'te okunmasıyla ilgili iki seçenek bulunuyor. Bunlar 24 Mayıs Salı ya da 25 Mayıs Çarşamba... Her iki durumda da program üzerindeki görüşme ve güven oylamasının 1 Haziran’a kadar tamamlanması planlanıyor. Kongre kararı nedeniyle ertelenen taşeron işçilerin kadroya alınması, kıdem tazminatı, bireysel emeklilik ve yatırım ortamının iyileştirilmesine ilişkin düzenlemeler de 1 Haziran'da kurulmuş olması planlanan yeni hükümeti bekliyor.

Bireysel Emeklilik’te taslak hazır 

Maliye Bakanı Naci Ağbal tarafından açıklanan iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik olan iyileştirme ve idari kolaylıklara yönelik yaklaşık 50 maddelik torba kanun yeni hükümeti bekliyor. Bu pakette Damga Vergisi, Vergi Usul Kanunu, Döviz Kazandırıcı Hizmete Gelir Vergisi Teşviki, yabancı şirketlerin Türkiye’ye gelmelerinin teşviki, faizsiz finans sisteminde iyileştirme temel başlıkları oluşturuyor. 

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in çalışmalarını tamamladıklarını açıkladıkları Bireysel Emeklilik Sistemi’ne (BES) otomatik katılımı sağlayacak tasarı da 65. Hükümet tarafından Meclis’e sunulacak. Hükümetin açıkladığı eylem planında 6 aylık takvimde hayata geçirilmesi öngörülen gelir vergisi reformu ise Meclis Plan Bütçe Komisyonu alt komisyonunda bulunuyor. 

Sağlık turizmi tek çatı altında toplayacak, her türlü izin, akreditasyon, ruhsat ve destek işlemlerini kurulacak Uluslararası Sağlık Hizmetleri Başkanlığı tarafından yerine getirilmesini öngören, sigara yasaklarının kapsamını genişleten, sağlıkçılara yıpranma hakkı getiren ve hazırlıkları tamamlanarak torba sağlık yasa tasarısı da yeni hükümetin gündeminde olacak.

Bürokratlar taşeronda aksaklık gördü

Taşeron işçilerin kadroya alınmasına yönelik çalışmalarda, hükümet sürecinin bekleneceği öğrenildi. DÜNYA’ya bilgi veren kaynaklar, açıklanan taslak çerçeveye ilişkin olası aksaklıkların görüldüğünü ve mevcut haliyle yasalaşması durumunda kalıcı bazı sorunların ortaya çıkacağının bürokratlar tarafından da kabul edildiğini vurguladılar. Yeni hükümetin ortaya çıkmasına yönelik sürecin, tamamlanmasının ardından yeniden bir değerlendirme yapılacağı ve ardından da tasarıya dönüştürüleceğini belirten aynı kaynaklar, “Bir süre vermek yanlış olur ancak bunun bir ya da bir buçuk ay içinde tamamlanamayacak bir süre olduğu ortada. Yasadan sonra işçilerin hemen kadrolu olarak işbaşı yapmayacağı zaten doğal bir durum. Yasal düzenlemenin ardından ikincil mevzuat, kurumların uygulaması vb. süreçler düşünüldüğünde, sürenin daha da uzayacağını söylemek mümkün” görüşünü vurguladılar. Hükümet, taşeron şirketlerde çalışanların kamu kadrolarına atanmasına yönelik bir taslak açıklamıştı. Taslağa göre, 1 Kasım öncesinde işe girmiş ve ilgili kanun TBMM’ye gönderildiği tarih itibariyle çalışanlar kadroya alınacaktı. Ayrıca taslak, “özel sözleşmeli personel” adı verilen yeni bir statü oluşturularak, işçilik olarak sayılan iş yapmalarına rağmen memur sendikalarına üye olmasını öngörüyordu. 

Başta bu düzenlemeler olmak üzere bir dizi itiraz gelmesinin ardından Maliye Bakanlığı yeni bir değerlendirme süreci başlattı. Maliye, “özel sözleşmeli personel” statüsünün kaldırılmayacağı ancak itiraz noktalarının giderilmeye çalışılacağını da kaydetti. Bazı bakanların taşeron işçilere yönelik TBMM’ye kısa sürede bir kanun tasarısı gönderilebileceğine ilişkin açıklamalarına karşılık, yeniden değerlendirme sürecine katılan sendikaların DÜNYA’ya verdiği bilgiye göre bu aşamada kısa sürede bir tasarının TBMM’ye sunulması olası görünmüyor. Hükümetin kurulmasının ardından, açıklandığı haliyle sorun yaratabilecek bir taslağı hızla TBMM’ye göndermek istemeyeceği vurgulandı. Sendikalar, özellikle kamuda asıl istihdam yöntemi haline gelebilecek bir modelin, mevcut kamu çalışma sisteminde kalıcı bir sorun yaratmaya aday olduğunu vurguladılar. Teknik olarak Maliye’nin düzenlemesinin “işveren (kamu) lehine sorun çözücü” görünse de gelecek dönemde kamudaki iş barışını bozmaya aday olduğunu vurguladılar.