Euro Türkiye'yi etkiler mi?

13 Haziran 2010 13:45 tsi
‘Euro Bölgesi Kamu Borç Krizi' Türkiye'yi gerçekten teğet geçebilir demiştik. Hâlâ da o görüşteyiz. Mutlaka bu krizin Türkiye üzerine etkileri olacaktır. Örneğin euro pazarlara satış yapan ihracatçılar ya da euro ile çalışan turizmciler mutlaka ol

Euro krizi Türkiye'yi nasıl etkiler
07.06.2010 | Ertuğ Yaşar | Referans
 ‘Euro Bölgesi Kamu Borç Krizi' Türkiye'yi gerçekten teğet geçebilir demiştik. Hâlâ da o görüşteyiz. Mutlaka bu krizin Türkiye üzerine etkileri olacaktır. Örneğin euro pazarlara satış yapan ihracatçılar ya da euro ile çalışan turizmciler mutlaka olumsuz etkilenecekler.
Ama işte o kadar!
Türkiye'de bir kamu maliyesi sorunu yaşanmayabilir. Çünkü Türkiye, (bir kere kantarın topuzunu 29 Mart 2009 yerel seçimleri öncesinde kaçırdı ama) genelde 2001 yılından bu yana ilkeleri Kemal Derviş tarafından belirlenen sıkı kamu bütçesi politikası izliyor.
Bu sıkı bütçe politikası mutlaka meyvelerini verecektir. Türkiye bir yerde kamu bütçesi sıkı ve denk olmayan ülkelerden ayrışacaktır.
Aslında bugüne kadar biz hep "Olası değil ayrışamayız; Avrupa'nın bu sıkıntısı bizi de vurur" diye düşündük ve öyle de yazdık. Bunu düşünmekte aslında haksız da değildik. 2008 yılı mali krizi olağan koşullar altında Türkiye'yi fazla etkilememeliydi. Çünkü Türkiye'de bankaların bilançoları sağlamdı; finansal piyasalar derin olmadığı için ciddi bir kaldıraçlı borçlanma yoktu. Tamam, bazı piyasalar ve varlık fiyatları balon yapmıştı; ama bu balonun patlaması o kadar da büyük etki göstermezdi.
Ama olmadı. Korkarız hükümetin beceriksizliği ve bankaların aşırı paniklemesi nedeni ile etki çok büyük oldu. Ekonomik aktivite büyük yara aldı.
Biz de 2008 mali krizi bile Türkiye'yi bu kadar etkiliyorsa o zaman şimdi 2010 Avrupa kamu borç krizi de Türkiye'yi mutlaka etkiler diye düşünmüştük.
Halbuki şimdi "Acaba bir parça farklı düşünmekte yarar mı var?" diye kendimi sorguluyorum. Geçen hafta Türkiye'nin kredi notunun yükseleceği işareti geldi. Zaten belli bir zamandır Türkiye'nin kredi notunun (özellikle Yunanistan ile karşılaştırıldığında) gerçeği yansıtmadığı söyleniyordu. Burada önemli olan şu: Eğer Türkiye'nin kredi notu iki kademe daha çıkar ve Türkiye ‘yatırım yapılabilir' ülke sınıflamasına girerse; bu, ekonomimiz için muazzam bir kazanç olur!
Düşünsenize, dünyada en büyük finansal kaynak olan emeklilik fonları böyle bir durumda Türkiye kâğıtlarına yatırım yapabilecekler... Türkiye'ye akabilecek uluslararası portföy sermayesinin miktarını düşünebiliyor musunuz?
Perşembe günü açıklanan mayıs ayı enflasyon verileri sonrasında okuduğum yorumlar da beni umutlandırdı. Türkiye'yi de izleyen ve müşterilerine Türkiye'ye yatırım konusunda öneriler veren uluslararası banka ve yatırım kuruluşları mayıs enflasyon verisinin ardından, farklı tonlarla da olsa aynı görüşü dile getirdiler: Türkiye bu yılki enflasyon hedefini tutturabilir; ekonomik büyüme daha hızlı olabilir; Merkez Bankası faiz artırımı konusunda aceleci olmayacaktır.
Hal bu ki ocak–nisan arasında yaşanan enflasyon artışı ile Merkez Bankası'nın en geç eylül ayında faiz artışına gideceği öngörülüyordu. Zaten mayıs ayında da Merkez Bankası teknik bir değişiklikle faiz oranını 50 puan yukarı çekmişti. Şimdi bu beklenti belki de yıl sonuna kaldı.
Biz bunu iyi haber olarak alıyoruz. Çünkü ekonomik aktivitenin hız kazandığı bir dönemde gelebilecek bir faiz artışı, büyümeyi olumsuz etkilerdi. Mutlaka euro krizi Türkiye'ye bir maliyet çıkarıyor; ama anlaşılıyor ki ucuz ithalat enflasyon üzerinde olumlu etki yaratmış...
Peki ya Uzakdoğu'da bir sorun yaşanırsa ne olacak? Nisan ayında (bizce tamamen spekülatif olarak) yukarı çekilmeye çalışılan emtia fiyatları geri döndü. Demek ki dünyada ekonomik büyüme yeterince güçlü değil. Çin'de bir gayrimenkul balonu oluştuğundan ve bu balonun her an patlayacağından söz ediliyor. Allah korusun, ama gerçekten böyle bir şey olursa işte o zaman küresel krizin ne olduğunu hep birlikte görürüz!

Bu haber 2,406 defa okundu.