Dramın adı silikozis

27 Haziran 2010 17:53 tsi
Kot kumlama işinde çalıştıkları için silikozis hastalığına yakalanan işçiler, kendilerine “maluliyet maaşı” bağlanması için 3 gün boyunca Abdi İpekçi Parkı’nda eylem yaptı. Eyleme katılan 21 işçinin adresi aynıydı. Bingöl’ün Karlıo

Dramın adı silikozis
Cumhuriyet 26.06.2010
Dört yıl küçük bir kabinde, tozdan göz gözü görmeyen bir ortamda çalışan işçiler dramlarını anlattı
PKK teröründen kaçtılar, çalışma yasalarını hiçe sayan kâr hırsına yenilmiş işveren ve taşeron terörüne kurban gittiler. Aynı köyden 300 kişinin kot kumlarken yakalandığı hastalık için malulen emeklilik hakkının şimdi kayıt dışı çalışanlara da umut olması için uğraşıyorlar.
Kot kumlama işinde çalıştıkları için silikozis hastalığına yakalanan işçiler, kendilerine “maluliyet maaşı” bağlanması için 3 gün boyunca Abdi İpekçi Parkı’nda eylem yaptı. Eyleme katılan 21 işçinin adresi aynıydı. Bingöl’ün Karlıova ilçesi Taşlıçay köyü...

Terör nedeniyle köylerini terk ederek çalışmak için İstanbul’a giden işçilerin tamamı silikosiz hastalığına yakalandı. Köyde 300 silikozis hastası bulunuyor. Hiçbir önlem alınmadan günde 12 saat toz içerisinde çalıştırıldıklarını belirten işçiler, “Kumlamanın hastalık yapacağını bilmiyorduk. Kandırdılar bizi. Şimdi oksijen tüpüne bağlı yaşıyoruz. Çalışamıyoruz, yürüyemiyoruz” diyerek bir an önce emeklilik işlemlerinin yapılmasını istedi.

Türkiye’de yaklaşık 2 bin silikozis hastası bulunuyor. Bu kişilerden 600’ünün hastalıkları ileri aşamalarda. Kot Kumlama İşçileri Dayanışma Komitesi’nden Engin Bodur’un verdiği bilgiye göre şimdiye kadar 39 işçi bu hastalıktan yaşamını yitirdi. Bodur, silikozis hastası işçilere maluliyet maaşı bağlanmasını istediklerini söyledi. Bakanlar Kurulu kararı ile silikozis hastası işçilere ücretsiz tedavi olanağı getirildiğini belirten Bodur ancak bu hastalığın tedavisinin olmadığını vurguladı. Hastanede sadece yatak için para alınmadığını, oksijen ve ilacın paralı olduğunu anlatan Bodur, emeklilik için hasta işçilerden işvereni bulmaları ve kumlama işinde çalıştığını ispatlamalarının istendiğine dikkat çekti. Bunun olanaklı olmadığını anlatan Bodur, büyük firmalar ile işçiler arasında en az 3 tane taşeron şirket bulunduğunu, ayrıca işçilerden birçoğunun da sigortasız çalıştırıldıklarını vurguladı.

Köyü terk etmek zorunda kaldılar

Eyleme katılan Said Gündoğdu 47 yaşında. Bingöl’ün Karlıova ilçesi Taşlıçay köyünden çalışmak için İstanbul’a gelmiş. 4 yıl çalıştıktan sonra işten ayrılmış, 2005’te hasta olduğunun farkına varmış. Gündoğdu, çalıştığı yeri de şöyle anlatıyor: “Küçük bir kabindi. Tozdan göz gözü görmezdi. Özel giysilerden verilmezdi. Sadece bezle ağzımızı kapatırdık. 1994’te 40 bin koyun vardı köyümüzde. Terör nedeniyle hepsini satmak, köyü terk etmek zorunda kaldık. İstanbul’a gittik çalışmak için. Kandırdılar bizi. 12 saat çalışıyorduk. Şimdi oksijene bağlı yaşıyoruz. Çalışamıyorum, yüreyemiyorum bile...”

Vedat Yıldırak da Said Gündoğdu ile aynı köyden. 26 yaşında. O da çalışmak için İstanbul’a gitmiş. Aynı köyden 26 yaşındaki Ergin Yetkin 15 yaşında, 22 yaşındaki Oktay Oral ile Şahin Oral 12 yaşında İstanbul’da aynı işi yapmışlar. Hepsi de hastalığa yakalanmışlar. Akyürek 2004’te 20 yaşında ölünce köylerindeki herkes gibi onlar da çalışmayı bırakmışlar.
 

Bu haber 2,140 defa okundu.