Kalkınmanın formülü hukuk ve hesap verilebilirlikten geçiyor
25 Ekim 2019 09:23 tsi
“Yapısal Reform Zirvesinde” kalkınma, istikrarlı büyüme ve orta gelir tuzağı ile orta demokrasi tuzağından çıkışın, hukuk üstünlüğü ve hesap verilebilirlik ilkelerinin gözetildiği, tam demokratik yapılanmayla gerçekleşebileceği belirtildi.
Kalkınmanın formülü hukuk ve hesap verilebilirlikten geçiyor
DÜNYA
“Yapısal Reform Zirvesinde” kalkınma, istikrarlı büyüme ve orta gelir tuzağı ile orta demokrasi tuzağından çıkışın, hukuk üstünlüğü ve hesap verilebilirlik ilkelerinin gözetildiği, tam demokratik yapılanmayla gerçekleşebileceği belirtildi.
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu ve Daha İyi Yargı Derneği tarafından düzenlenen “Yapısal Reform Zirvesinde” kalkınma, istikrarlı büyüme ve orta gelir tuzağı ile orta demokrasi tuzağından çıkışın, hukuk üstünlüğü ve hesap verilebilirlik ilkelerinin gözetildiği, tam demokratik yapılanmayla gerçekleşebileceği belirtildi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Mehmet Gün, gerek ekonomi, gerekse hukuk çevrelerinin ekonomi ve hukuk alanlarının birbiriyle bağlantısını anlamakta geç kaldığını vurguladı. TÜRKONFED Başkanı Orhan Turan da, arayışlarının orta gelir, orta demokrasi ve orta eğitim tuzaklarından çıkış yönünde olması gerektiğini vurguladı. Turan, Türkiye’nin doğusu ile batısı arasındaki 4 kat gelir farkı dikkate alındığında, sürdürülebilir kalkınma ve küresel rekabet gücü artışı için demokrasi inşa etme gereğinin önemi üzerinde durdu. Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) ve Daha İyi Yargı Derneği tarafından düzenlenen “Yapısal Reform Zirvesinde” kalkınma, istikrarlı büyüme ve orta gelir tuzağı ile orta demokrasi tuzağından çıkışın, hukuk üstünlüğü ve hesap verilebilirlik ilkelerinin gözetildiği, tam demokratik yapılanmayla gerçekleşebileceği belirtildi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Mehmet Gün, gerek ekonomi, gerekse hukuk çevrelerinin ekonomi ve hukuk alanlarının birbiriyle bağlantısını anlamakta geç kaldığını vurguladı. Gün, bir grup hukukçu olarak başlattıkları temel bazı sorunları çözmek üzere bir inisiyatif olarak çalışmaya başlamalarının ardından TÜSİAD ve TÜRKONFED ile tanıştıktan sonra ekonomik gelişimin de hukuk ve demokrasi ile çok yakın ilişkisini gördüklerini, sivil toplum örgütü olarak çalışmalarını derinleştirdiklerini kaydetti. Bu çalışmalarda iş dünyasının hukuktan-yargıdan ne bekledikleri sorusuna yanıt aradıklarını vurgulayan Gün, bütün çalışmaların demokrasinin gelişmesi, kurumların bağımsızlığı, hesapverilebilirlik ilkelerine ulaştığını kaydetti. Gün, hukuk ile ekonomi ilişkisine yönelik olarak, “Hukuk ve ekonomiyi birbirinden ayrı şeyler olarak gördük ama sonuçta biri olmadan diğerinin olamayacağını anladık” diye konuştu.
Demokrasi standardımız için de hedef koyalım
TÜRKONFED Başkanı Orhan Turan da açılışta yaptığı konuşmada, arayışlarının orta gelir, orta demokrasi ve orta eğitim tuzaklarından çıkış yönünde olması gerektiğini vurguladı. Turan, Türkiye’nin doğusu ile batısı arasındaki 4 kat gelir farkı dikkate alındığında, sürdürülebilir kalkınma ve küresel rekabet gücü artışı için demokrasi inşa etme gereğinin ortaya çıktığını anlattı.
Kalkınma için, sadece ekonomik faaliyetin değil, yüksek demokrasi standardı, hukukun üstünlüğü, fikir ve ifade özgürlüğü gibi evrensel değerler, ekonomide güven ve istikrarın da önem taşıdığını belirten Turan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“The Economist Demokrasi Endeksi’nde 1996 yılında 3.30 olan demokrasi endeksimiz, 2009 da 5.76’ya kadar yükselmişti. Kişi başına gelir 12 bin 300 dolarlara kadar yükseldi. Böylece Türkiye, Orta Gelir Tuzağı’nı aşma noktasına ulaşmıştı. Son yıllarda ise gözle görülür bir gerileme söz konusu. Demokrasi ve Gelir Endeksi’nde deksi’nde 2018 yılında 167 ülke arasında a 10 basamak geriledik ve 110’uncu sırada yer aldı. Demokrasi puanımız mız ise 4.88’den 4.37’ye düştü. Ül- kemizin bu sıralamada Nijerya, Uganda, Zambiya, Lübnan ve Sri Lanka gibi ülkelerin gerisine düşmesini hak etmediğini düşünüyoruz. Ekonomik kalkınma ve yatırımların sürdürülebilirliği, demokrasinin n evrensel standartlarının uyguulandığı ülkelerde daha yüksek bir katma değer yaratır. Siyasi Partiler artiler ve Seçim Kanunu başta olmak üzere kurumların denge ve denetim mekanizmasının, sağlıklı işlemesini güvence altına alan, bireysel ve kolektif özgürlükleri, evrensel ölçülerde genişleten, bir demokratik yönetim sistemi, toplumu ve ekonomiyi arzu edilen derinliğe kavuşturacaktır. Demokrasi endeksimizin 8.00 puan üstü olan ‘Tam Eksiksiz Demokrasi’ seviyesine gelmesi için, konuşmamın başında değindiğim 3 önemli tuzaktan, Orta Gelir, Orta Demokrasi ve Orta Eğitim tuzaklarından ülkemizin kurtulması gerekmektedir.”
Turan, demokratikleşmenin gelecek 20 yılda GSYH’nin yüzde 25 daha büyümesi anlamına geldiğini vurgulayarak, “Güçlü kadın, güçlü toplum, güçlü KOBİ, güçlü ekonomi ve güçlü demokrasi ile güçlü bir Türkiye’yi el birliğiyle inşa edebiliriz” diye konuştu.
Yapısal reformlar bileşenleri ile ele alınmalı
İÇASİFED Başkan Vekili Ahmet Kurt da konuşmasında, “Bir ekonomi büyüyebilir ama bu büyümenin kalitesini kalibre edemezse büyüme gelişmeye dönüşemez. Bu dönüşümü sağlayacak şey yapısal reformlardır” dedi. Kurt, yapısal reformların sadece ekonomik olarak algılanmaması gerektiğini, bütün bileşenleri kapsayan, yargıdan eğitime kadar geniş bir alanda ele alınması gerektiğini kaydetti. Kurt, Türkiye’nin 2009-2015 arası dünya konjonktürünün ekonomik olarak çok uygun olduğu bir dönemde yapısal reform fırsatlarını kaçırdığını ancak gecikmeden harekete geçilmesi gerektiğini kaydetti.
Bu haber 919 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle