En Sıcak Konular

Maliye'den hastanelere sözleşmeli şoku

10 Ağustos 2011 10:14 tsi
Maliye'den hastanelere sözleşmeli şoku Sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesiyle maliyetlerinin azalacağını bekleyen hastanelere, Maliye Bakanlığı'ndan şok eden bir haber geldi.

Maliye'den hastanelere sözleşmeli şoku

akşam

Sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesiyle maliyetlerinin azalacağını bekleyen hastanelere, Maliye Bakanlığı'ndan şok eden bir haber geldi.

Maaşları döner sermaye işletmeleri tarafından karşılanan yaklaşık 40 bin sözleşmeli personel kadroya geçirildi. Ancak maaşlarını döner sermaye üzerinden almaya devam edecekler.

Bu durum hastanelerin maaş ödemesi yapmaya devam etmesi anlamına geliyor. Sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesiyle üzerlerindeki maaş yükünün hafifleyeceğini bekleyen hastaneler ile sağlık alanında örgütlü sendikalar Maliye'nin bu kararına tepki gösteriyor.

Seçimlerden önce yaklaşık 205 bin sözleşmeli personelin kadroya alınma kararı, yıllardır bu hakkı bekleyen çalışanlar ile aileleri tarafından sevinçle karşılanmıştı.

Sözleşmelilerin kadroya geçmesinden en kârlı çıkan kurumun hastaneler olacağı bekleniyordu. 40 bin sözleşmeli personelin kadroya geçmesiyle birlikte yıllık 800 milyon liralık maaşın hastanelerin kasasında kalması öngörülüyordu.

Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, "Kadroya alırız, maaşlarını ödemeyiz yaklaşımını doğru bulmuyoruz." dedi.

Üniversite hastaneleri başta olmak üzere pek çok sağlık kurumunun çalışanlara döner sermaye ödemekte zorlandığına dikkat çeken Memiş, "Maaşı döner sermayeden karşılanan kadrolu personel gibi bir kadro türünü oluşturmak istiyorlar. Bunu kabul etmiyoruz. Ayrıca bu durumdaki personel, tayin taleplerinde de sıkıntı yaşayabilecektir.

Çalışanlar arasında ayrımcılığa neden olacak ve sağlık kurumlarının işleyişini zora sokacak bu uygulamadan vazgeçilmelidir. Maliye ve Sağlık Bakanlığı'na bu konuda gereken başvuruları yapacağız." diye konuştu.

Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci de "Yıllardır yaşadıkları ayrımcılık nedeniyle mağdur edilen sözleşmeli çalışanlar, ne yazık ki kadroya alınırken de maaş mağduru edilmişlerdir." dedi. Kadrolu tüm çalışanların maaşlarının genel bütçeden ödendiğine dikkat çeken Kahveci, uygulamanın tamamen yanlış olduğunu sözlerine ekledi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, sanayi üretiminin Türkiye ekonomisinin yüzde 7'ler civarında büyümesine yol açacak istikamette ilerleyeceğini belirterek, ''Bir düşme ya da aşırı bir yükselme tablosuyla karşı karşıya kalmayacağız.

Bu trend devam edecek. 2011 sonunda büyümeye ciddi manada katkısı olan önemli unsurlardan birisi sanayi üretimi olacak'' dedi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, NTV televizyonunda katıldığı bir programda Türkiye ve dünyadaki son ekonomik gelişmeleri değerlendirdi.

Merkez Bankasının aldığı tedbirlerin, iç pazarı genişletici etkiler oluşturmayı amaçladığını belirten Bakan Ergün, ABD ve Avrupa'daki gelişmelerin dünya pazarlarında bir durgunluğa yol açması halinde o zaman iç pazarı genişletmek gerekeceğini kaydetti.

Türkiye'nin sanayi üretiminde olumsuz gelişmeleri, esnek bir yapıyla olumluya çevirebilme potansiyeli bulunduğunu ifade eden Bakan Ergün, ''Bu alınan tedbirler, dışardaki daralmayı içeride genişleten nitelikteki tedbirler.

Türkiye'deki sanayi üretimi, Türkiye ekonomisinin, GSYH'nin yaklaşık yüzde 7'ler civarında büyümesine yol açacak istikamette ilerleyecek. Bir düşme ya da aşırı bir yükselme tablosuyla karşı karşıya kalmayacağız.

Bu trend devam edecek. 2011 sonunda büyümeye ciddi manada katkısı olan önemli unsurlardan birisi sanayi üretimi olacak. Büyük bir dalgalanma, yükselme, kırılma beklemeyelim, mevcut istikamete devam edecek'' diye konuştu.

Türkiye'de faiz oranlarının hala çok yüksek olduğunu ifade eden Bakan Ergün, şunları kaydetti:

''Keşke daha düşük olsa bizim faiz oranlarımız. Bugün itibarıyla buna imkan olmayabilir. Bugün en büyük problemi yaşayan Avrupa ülkelerine, ABD'ye bakalım, faiz oranları ne? Yüzde 1 bile değil bir kısmında. Ama nasıl problem yaşıyorlar.

Bu problemin içinden çıkmak için faiz temel argüman değil. Bir unsur ama temel unsur değil. Bizde yıllarca faiz en temel unsur olarak görüldü. Para politikasında en belirleyici unsur olarak görüldü ama dünya ekonomisine baktığımızda, iyi ekonomiler sorun yaşadıkları zaman hemen faiz argümanına sarılmıyorlar.

Biz de dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmak, iyi ekonomilerden biri olmak istiyorsak, bu istikamette ilerliyorsak, bu faiz oranlarıyla olmaz. O ekonomilerle mukayese ettiğimizde çok yukarılarda bir yerde duruyor. Bu faiz oranları ile 10 büyük ekonomiden biri olma şansı elde edemeyiz.

Faiz paradan para kazanma yoludur ama bizim gibi ekonomiler, hatta dünya ekonomisi ağırlıklı olarak üretimden kazanmalıdır. Doğrusu budur zaten. Dünya ekonomisi mal ve hizmet üretimi üzerinden dönmelidir.''

Orta Vadeli Programın ne zaman açıklanacağına ilişkin bir soru üzerine, Orta Vadeli Program'ın bütçenin hazırlanışı ile yakın ilişki içerisinde bulunduğunu belirten Bakan Ergün, bu nedenle bütçe rakamlarını gördükten sonra Orta Vadeli Programın revize edilmiş halini Eylül sonu gibi kamuoyuyla paylaşmayı planladıklarını anlattı.

''DÖVİZ BÜYÜK ÇAPTA TASARRUF ARACI OLMAKTAN ÇIKTI''

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün, Merkez Bankası döviz rezervlerinin 100 milyar dolar seviyelerine ulaştığını belirterek, döviz rezervlerini kriz zamanlarında devreye girdiğini kaydetti.

Muhalefet partilerinin seçim döneminde ''Madem Merkez Bankasında para var dağıtsanıza millete'' dediğini ifade eden Ergün, ''Merkez Bankası döviz rezervleri güvenlik rezervleridir.

Böyle zamanlarda devreye girer. Zaman zaman ülkeler ekonomik operasyonlarla karşılaşabilirler. Bunun en önemli unsurlarından biri döviz meselesidir.

Yalnız operasyonlar değil, dünyadaki bazı gelişmeler de olabilir. Bu gelişmelerde elinizde ne var, Merkez Bankanız güçlü mü? Bunları görmeniz gerekiyor. O gün bu kaynakları devreye sokmanız gerekiyor'' dedi.

Dövizin bir tasarruf aracı olmaktan büyük çapta çıktığını ifade eden Bakan Ergün, geçmişte çocukların bayram harçlıklarını, memurların maaşlarını dövize yatırdıkları zamanlar olduğunu, artık bu tabloların geride kaldığını söyledi.

Dövizin bir tasarruf aracı olarak algılanmaması gerektiğine işaret eden Ergün, ''Dövizdeki gelişmeler önümüzdeki günlerde çok daha farklı bir seyir de izleyebilir. O zaman tasarruf aracı görenler büyük bir hayal kırıklığına da uğrayabilirler.

TL geliri olan TL ile harcama yapsın, borçlanacaklarsa TL ile borçlansınlar ve çevirebilecekleri kadar kadar borçlansınlar. Dünya ekonomisinde işler çok iyi gitse de gitmese de böyle olması lazım aslında'' diye konuştu.

Türkiye'nin ihracata dönük bir büyüme stratejisini devam ettirmesi gerektiğini belirten Ergün, dışarıya satılacak ürünlerinde de orta ve yüksek teknolojili ürünlere dönüşmesi gerektiğini kaydetti.

Son yıllarda orta teknoloji ürünlere odaklanmanın arttığını dile getiren Bakan Ergün, önceden ihracatın yüzde 60'ını düşük teknolojili ürünler oluştururken, şimdi düşük teknolojili ürünlerin oranının yüzde 30-35'e indiğini belirtti.

Ergün, ileri teknoloji ürünlerin payının ise hala yüzde 5'ler seviyesinde olduğunu, bunun AB ülkelerindeki gibi hem üretimde hem de ihracatta yüzde 20'ler seviyesine çıkarılması gerektiğini söyledi.

Bunun için de ARGE'ye, inovasyona, markalaşmaya, ileri teknolojiye ve yüksek katma değerli ürünler üretmeye ihtiyaç bulunduğuna işaret etti.

İhracat içerisinde önemli yer tutan ara mal ve yatırım mallarının ithalatını da masaya yatırdıklarını anlatan Ergün, şunları söyledi:

''Bu ithal ettiğimiz malların çok önemli bir bölümünü burada yapma imkanına sahibiz. Bunun için bazı destekler, bazı organizasyonlar gerekiyor. Şimdi bunları oluşturan bir mekanizma içerisindeyiz. Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nun ağırlıklı gündem maddelerinden biri de bu.

Bu konuda Dış Ticaret Müsteşarlığı güzel bir çalışma yaptı, 'hangi sektörde ne kadar hammadde, aramalı, yatırım malı ihtiyacı var. Bunların hangilerinin üretim gücüne sahibiz, hangilerine odaklanalım' şeklinde.

Bu konuda önemli bir çalışma var. Bunların destek mekanizmaları, organizasyonel unsurları üzerine çalışıyoruz. Hatta önümüzdeki dönemde kamunun yüksek satın alma gücünü bazı sanayi kollarının gelişmesinde, bazı teknolojilerin hem gelişmesi hem transfer edilmesi üzerinde kullanacağız. Kamu alımlarını yerli ürün, Türkiye'de üretilen ürün tercihi meselesinde sıkı bir şekilde takip edeceğiz.

Teşvik sisteminde bir gözden geçirme söz konusu olacak. Yerli malı kullanımında yüzde 15 fiyat avantajı var zaten. Eğer kamu, Türkiye'de üretilen ürünü tercih ediyorsa, yüzde 15 pahalı bile olsa herhangi bir sorun ortayla çıkmıyor.

Savunma Sanayisinde epeydir uyguladığımız offset yöntemini de ilaç, bilgi teknolojileri, tıbbi cihaz üretimi gibi alanlarda kullanmaya başlayacağız. İlaçta tek müşteri var; SGK. Bu kadar yüksek satın alma gücünün sadece ilacı ucuza alma pazarlığı için kullanılmaması lazım.

Bazı ilaç türlerinin Türkiye'de üretimini teşvik ve temin için de kullanılması lazım. Bu yönde bir çalışmamız var. Bunlar cari açık açısından da önemli argümanlar olarak önümüzdeki dönem devreye girecek.''

''MİKRO VE SEKTÖREL BAZDA REFORMLARA YÖNELECEĞİZ''

Türkiye'nin makro reformlarda önemli mesafeler aldığını ifade eden Bakan Ergün, önümüzdeki dönemde mikro reformlara, sektörel bazda ve işletmeler bazında reformlara yöneleceklerini kaydetti.

KOBİ Strateji Belgesiyle KOBİ'lerin yapısal dönüşümünü ve reformlarını destekleyen mekanizmaları devreye soktuklarını anlatan Bakan Ergün, firmaların da kendilerini önümüzdeki döneme göre hazırlaması, hangi konuda eksiklikleri varsa bunları gidermesi gerektiğini söyledi.

Bakan Ergün, ''Belki yıl sonu itibarıyla bir KOBİ finansman desteğini elimizdeki kaynaklara göre devreye sokmamız mümkün olabilir'' dedi.

Yatırımcılara bedelsiz arsa konusundaki yönetmeliğin dün Bakanlar Kurulu'nda imzada olduğunu belirten Ergün, bir kaç gün içerisinde yönetmeliğini Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe gireceğini ve Türkiye'nin bir çok bölgesindeki organize sanayi bölgelerinde atıl kalan arazilerin yatırımcılara bedelsiz olarak tahsissin gerçekleştirilmiş olacağını kaydetti.



Bu haber 1,510 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.








    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,973 µs