En Sıcak Konular

STK'lardan "sağduyu" çağrısı

28 Mart 2008 21:30 tsi
STK'lardan Artan siyasi tansiyon karşısında; sivil toplum kuruluşları 81 ilde eş zamanlı 'sağduyu' çağrısı yaptı: Türkiye'nin istikbalini karartmaya kimsenin hakkı yok

STK'lardan "sağduyu" çağrısı
Dünya

Artan siyasi tansiyon karşısında; sivil toplum kuruluşları 81 ilde eş zamanlı 'sağduyu' çağrısı yaptı: Türkiye'nin istikbalini karartmaya kimsenin hakkı yok

İSTANBUL - Siyasi ve ekonomik istikrarın önemine dikkat çekmek isteyen 7 sivil toplum kuruluşu, 81 ilde aynı anda 'sağduyu' çağrısı yaptı. TOBB, Türkiye Kamu-Sen, Türk-İş, TESK, TİSK ve TZOB genel başkanları, İstanbul'da bir araya geldi.

Çırağan Sarayı'nda düzenlenen toplantıda "Türkiye İçin Sağduyu" çağrısını, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu okudu.

"Bugün tarihi bir gün yaşıyoruz" cümlesiyle başlayan ortak açıklamada, memur, işçi, işveren, çiftçi, esnaf, tüccar ve sanayi temsilcisi olan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Türkiye Kamu-Sen), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK), Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) ve Hak-İş'in, 81 ilde aynı anda başlayıp bitecek bir toplantı düzenlendiği anımsatıldı.

Açıklamada, bugünlerde en çok sağduyu ve serinkanlılığa ihtiyaç duyulduğu ifade edilerek, saat 09.30 itibarıyla Edirne'den Hakkari'ye, Gaziantep'ten Samsun'a Türkiye'nin her tarafından örgütlerin ortak açıklamayı basın mensuplarına okuduğu bildirildi.

"Türkiye bugünlerde zor bir demokrasi ve hukuk sınavından geçmektedir. Ülkemizin bu kritik dönemden hiçbir yara almadan çıkması, hepimizin ortak dileğidir. Uluslararası finansal krizin dalgalarını hissetmeye başladığımız bugünlerde, iktisadi tedbir arayacağımıza hala sağduyu arıyor olmamız, bir talihsizliktir" denilen açıklamada, Türkiye'nin, bir an önce uzun dönemli ve tempolu büyümesini sağlayacak ve işsizlik başta olmak üzere tüm iktisadi ve sosyal sorunlara odaklanması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Türkiye Cumhuriyeti, anayasanın başlangıç ilkelerine dayalı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Vazgeçilmez olan bu ilkeler bütünü, bizi bir arada tutmaktadır. Bu ilkelerin varlığı dışında her mesele, siyasetin konusu olabilir ve özgürce tartışılabilir. Türkiye'de yaşanan politik süreç, toplumda umutsuzluğu ve karamsarlığı artırmaktadır. Siyasi, ekonomik ve sosyal istikrarı tehlikeye atmakta ve toplumun enerjisinin pozitif alanlara yönelmesini engellemektedir."

Siyasi partilerin, demokrasinin vazgeçilmez unsurları olduğuna işaret edilen açıklamada, "Siyasi partilerin kolaylıkla kapatılabilmesi, aynı kolaycı yaklaşımla kurum ve bireylerin özgürlüklerinin kısıtlanması, demokratik süreç ve kurumların güçlenmesine hizmet etmek yerine zarar vermektedir" ifadesine yer verildi.

 

"Bir an önce kavga ve kaos ortamından çıkılmak zorunda"

 

Kuvvetler ayrılığı ilkesinin, demokrasi işleyişi için son derece önemli olduğuna da dikkat çekilen açıklamada, bu ilkenin, kuvvetler arasında uyum sağlaması, çatışmaya neden olmaması, toplumda yaratılmak istenen kamplaşmayı beslememesi ve kuvvetlerin bağımsızlığını temin etmesinin de esas olduğu dile getirildi.

Açıklamada, ülkenin, Anayasa'yı ve Siyasi Partiler Kanunu'nu ilgilendiren çeşitli sorunlar etrafında gergin bir süreç içerisinde olduğu, oysaki yapılması gerekenin, ülkeyi ekonomik, siyasi ve sosyal standartları gelişmiş ülkeler düzeyine ulaştırmak ve AB sürecini hızlandırmak olması gerektiği vurgulandı.

Türkiye'nin, gelişen dünya şartlarına uygun, toplumun beklentilerini karşılayan, her ferdini kucaklayan, evrensel değerler ile kendi değerlerini bütünleştirecek bir anayasa ve siyasi partiler kanununa ve hukukun üstünlüğü ilkesini güçlendirmeye ihtiyacı bulunduğu dile getirilen açıklamada, şöyle denildi:

"Türkiye, kendi meselelerini sindire sindire tartışarak katılımlı bir süreç içinde tüm kesimlerin mutabakatı ile hazırlanacak bir anayasayı hak etmektedir. Bizler memur, işçi, çiftçi, esnaf, tüccar ve sanayiciler olarak bu zor zamanda sağduyu ve serinkanlılıkla Türkiye'nin temel sorunlarının çözümüne her zaman olduğu gibi katkı sağlamaya ve sorumluluk üstlenmeye hazırız. Demokrasi, tüm kurum ve kurullarıyla hayata geçirildiğinde, bütün kurumları kısır çekişmelerden uzaklaşarak uyum içinde çalıştığında, ülkemizin aydınlık yarınlara yürüyeceğinden hiç kuşkumuz bulunmamaktadır. Türkiye, bir an önce kavga ve kaos ortamından çıkmak zorundadır. Türkiye'nin istikbalini karartmaya kimsenin, ama kimsenin hakkı yoktur."

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: Herkes bir adım geri atmalı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Ana konunun, Türkiye'de işçi, esnaf, memur ve ticaret sanayi odalarının bir araya gelmesi olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Bu çağrıyla beraber herkes almış olduğu mevcut pozisyondan bir adım geri atmalıdır, eğer uzlaşma istiyorsak... Diyaloğu ortaya çıkarmak istiyorsak bunu yapmaya mecburuz" dedi.

Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin örgütlü meslek kuruluşları başkanları olarak oluşturdukları kitlenin, aileleriyle birlikte bakıldığında Türkiye'nin nüfusunun yarısından fazlasını temsil ettiğine dikkati çekti.

Her konunun tartışılabilmesi, ancak bir şeye çok dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Hisarcıklıoğlu, "Karşıdakinin kaygılarını dikkate alıyor olmamız lazım. 'Öteki' diye birbirimizi ayırt etmemeliyiz. Birbirimize 'öteki' diye bakmaya başladığımız zaman, en büyük zararı toplum olarak hepimiz göreceğiz" diye konuştu.

Hisarcıklıoğlu, "ortak akla" herkesin dikkat etmesi gerektiğini vurgulayarak, "Herkesin belli bir ortamda, birbirlerinin de kaygılarını dikkatle tartıştığı bir nokta olması lazım. Bu çağrımız, bütün sivil toplum ve meslek örgütlerine, herkese... Sadece 7 meslek örgütü başkanı, sivil toplum örgütü başkanı değil, biz bu çalışma kültürünü anayasa platformunda gerçekleştirmekteyiz" dedi.

Türk-İş Başkanı Kumlu: Herkes katkı sağlamalı

Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, ülkeyi yönetenleri ve parlamentoda temsil edilen siyasi partileri sağduyuya çağırdıklarını söyledi. Kumlu, "Ülkenin bu gergin ortamdan çıkarılması için yalnız parlamentodakiler değil, tüm kişi, kurum ve kuruluşların katkı sağlaması gerektiğine inanıyorum" dedi.

DİSK'in Ekonomik Sosyal Konsey'den ayrılması nedeniyle bugünkü çağrıya 7 sivil toplum kuruluşunun katıldığını hatırlatan Kumlu, "Ancak bunun genişlemesi için çağrıda bulunduk, bulunmaya da devam edeceğiz" diye konuştu.

Mustafa Kumlu, daha önce başlattıkları anayasa çalıştayında 82 sivil toplum kuruluşunu tartıştırdıklarını da ifade ederek, "Gerekirse o sivil toplum kuruluşlarına tekrar çağrıda bulunup, bir arada bulunmayı temin etmeye çalışacağız" dedi.

TZOB Başkanı Bayraktar: Reform çalışmalarını ıskalıyoruz

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, bundan sonraki süreçte muhakkak katılımcı demokrasiyi geliştirmek üzere reformlara, ekonomiye ve sosyal kesimlerin sıkıntıları üzerine odaklanmak gerektiğini kaydetti.

"Enerjimizi maalesef siyasi meselelerde bugün için harcıyoruz ve ekonomik meseleler ile diğer reform çalışmalarını ise ıskalıyoruz. Bu Türkiye'nin hayrına olmayacak olan bir gelişme" diyen Bayraktar, Türk sivil toplumu olarak bu manada ilgilileri, kurum ve kuruluşları uyardıklarını ve bundan sonraki süreci takip edeceklerini söyledi.

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi'yi bu tür platformlara davet ettiklerini ve bundan sonra da bu çağrılarının devam edeceğini belirten Bayraktar, "Katılırsa bize güç verir. Ancak 'netice alamıyoruz' diye oturmamız, sorunlara çaresizce bakmamız, kayıtsız kalmamızın bu ülkeye hiçbir faydası yoktur" diye konuştu.

TESK Başkanı Palandöken: Amaç, ekonomik gündeme dönmek

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken çağrının tamamına hükümetin katılacağına inandıklarını söyledi. Palandöken, "Çünkü bizim çıkarlarımızı değil, ülke çıkarlarını ön planda tutuyoruz. Gayemiz bu gerginliğin bir an önce tekrar ekonomik gündeme dönmesini sağlamak" dedi.

Palandöken, DİSK Genel Başkanı Çelebi'nin "Konu mankeni olmak istemiyoruz" sözlerinin hatırlatılması üzerine, "O içimizden bir arkadaşımız. Konu mankenliği bize çok da yakışmıyor. Biz aslında ülkenin bugün içinde bulunduğu konunun çözümüyle ilgili düşüncelerimizi ifade etmeye gayret ediyoruz. Türkiye'nin tamamını kapsadığına göre o arkadaşımızı da bizim içimizde olarak var sayıyoruz" diye konuştu.

 



Bu haber 1,285 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.








    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,843 µs