'Yatırımcı madencilikten çekiliyor'

Kamuya ait her türlü taşınmazın satımı, kiralanması ve kullanımının Başbakanlık iznine bağlayan 16 Haziran 2012 tarihli genelge enerji, telekomünikasyon ve madencilik sektöründe yatırımcıya zor günler yaşatıyor.Madencilik Sektörü Başkanlar Konseyi Birliği Başkanı İsmet Kasapoğlu, uygulamanın sona erdirilmesi için bir kez daha çağrıda bulundu. Sorunun çözümü için yaklaşık bir yıldır çaba gösterdiklerini ancak bir sonuç alamadıklarını anlatan Kasapoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na yeni bir mektup daha göndermeye hazırlandıklarını belirterek, sektörün yaşadığı mağduriyeti bir kez daha anlatacaklarını kaydetti. Maden İşleri Genel Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğünden Başbakanlığa giden yüzlerce izin talebi bulunduğu ve bunların aylardır beklediğini kaydeden Kasapoğlu, hiçbir geri dönüş alamadıklarını belirtti. Başlatılan uygulamanın sektörü çok olumsuz etkilediğini bildiren Kasapoğlu, "Bana intikal eden duruma göre madenciliğe girmek isteyen ya da yeni girmiş, bu sektöre kendini çok kaptırmamış olanlar daha işin başındayken sektörden çekilme kararı alıyorlar. Uzun süredir sektörde olanların ise durumlarını yeniden gözden geçirme gibi bir düşence içinde olduklarını biliyorum bu değerlendirmeden sonra kanaatleri ne olur sektörden çekilirler mi kalırlar mı bilmiyoruz" diye konuştu. 

Uygulamanın olumsuz sonuçlarının önümüzdeki iki üç sene sonra daha net bir şekilde ortaya çıkacağını anlatan Kasapoğlu, projelerin uygulanamaz hale geldiğini, işletmelerin bir süre sonra durma aşamasına gelebileceği uyarısında bulundu. Maden Kanunu gereğince 3 yıl içinde izin alınmazsa ruhsatın düştüğünü de hatırlatan Kasapoğlu, genelge nedeniyle yaşanan gecikmelerin bu tür tehlikeleri de ortaya çıkardığını söyledi. 

 

'Başbakan net bilgilendirilmiyor'

Yatırımcıya ayak bağı olan bir genelgenin hiçbir şekilde kabul edilir tarafı bulunmadığını kaydeden Kasapoğlu, Başbakanın da yatırımcının önünü kesen bu uygulama konusunda yeterince bilgi sahibi olmadığına inandığını söyledi. Kasapoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu: "10 yıldır gördüğümüz Sayın Başbakan bu gerçekleri bilse bu kadar kanunsuzluğa, şahsiliğe ve uluslararası alanda bu kadar küçük düşüren bir uygulamaya izin vermez. 

Ben şuna inanıyorum ki; Sayın Başbakanın bu konuda net olarak bilgilendirilmesi söz konusu değil. Basına da yansıdı; bu genelge bazı kurumlar ellerindeki büyük arazileri, atıl binaları, emlakları,  kendilerine yetki verildiği için kendi yönetim kurulu kararıyla birilerine satabiliyor, kiralayabiliyor, vakıf kurabiliyorlar, devrediyorlar. Başbakan bu durumdan rahatsızlığını ifade etmiş çıkarılan genelge de bu olay için çıkarılmış. 

Madenciliğin madencilikle ilgili izinlerin de bu kapsama alınması akıl işi değil. Genelgede 'taşınmazlar üzerindeki kurumların tasarrufu' diyor. Türkiye'de mevcut mevzuatın hangisine bakarsanız bakın  taşınmaz denen şey tapuya konu olan bir varlıktır. Taşınmazlarla ilgili sayısız kanun, yönetmelik, genelge vardır. Bugüne kadar madenciliğin bunların içinde olduğuna dair bir işaret olmamıştır. Kimse de düşünmemiştir. Ama şimdi birileri hangi amaçla olduğu kestirilemiyor madenciliği de bunun içine sokuverdi. Ben Başbakanlıktan, Enerji Bakanlığına, bakanlara kadar ulaştım hiç biri bu konuda net bir şey söylemiyor, herkes kaçıyor 'aman beni karıştırmayın' diyor. O zaman bu konu kimi ilgilendiriyor." 

 

"Mevzuatı sık sık değiştirmek doğru değil" 

Madencilik sektörünün bütün dünyada özellikle mevzuat açısından statik ve uzun yıllar değişmeyen kurallarla yönetildiğine dikkat çeken Kasapoğlu, "Bir madeni bugün aramaya başlarsanız, 15 yılda geri dönüşü sağlayabilirsiniz bu arada önüne gelen kanun, yönetmelik değiştirir hatta bu genelge gibi olmayan bir şey icat edip sektöre sekte vurursa madencilik sektörü ile kimse uğraşmaz, yatırım yapmaz. Acaba birileri bunu mu istiyor diye ister istemez düşünüyorum" diye konuştu.