KEY parası SEKA'da yanmış, şirketler de yanabilir

2 Ağustos 2008 00:30 tsi
Referans'ın internet sitesinde bugün (dün) okudum. Haberde,"Konut Edindirme Yardımı (KEY) parası almaya hak kazanan ancak, ödemelere ilişkin listelerde yer almayan vatandaşların bir bölümünün, 'bankalardaki işlemlere ilişkin evrakların 10 yıl korunduk

KEY parası SEKA'da yanmış, şirketler de yanabilir
01.08.2008 | Referans

 Referans'ın internet sitesinde bugün (dün) okudum. Haberde,"Konut Edindirme Yardımı (KEY) parası almaya hak kazanan ancak, ödemelere ilişkin listelerde yer almayan vatandaşların bir bölümünün, 'bankalardaki işlemlere ilişkin evrakların 10 yıl korunduktan sonra imha edilebileceği' uygulamasının kurbanı olduğu belirlendi" yazıyor.
İmha haberi bana, şirketlerin defter ve belge imha işlemlerindeki riskleri hatırlattı hemen. Çünkü şirketler de KEY'cilerin aksine "kendi imha ettikleri defter-belgeler" yüzünden mağdur olabiliyor.
 
Eski hesaplar sorulabilir
İşletmeci olan hemen herkes bilir. Devlete olan borçların ödenmesinde zamanaşımı süresi 5 yıldır. Kanunda da öyle yazıyor zaten (Amme Alacakları Tahsili U.H.K Md.102 ) Bu bilgi otomatik olarak birçok kişide şu refleksi yaratıyor: "Zaten arşivleme için yer sorunumuz had safhada, üzerinden 5 yıl geçmiş defter ve belgeleri imha edelim." Bu refleks çok pahalıya patlayabilir ama. Değil 5 sene üzerinden 10-12 sene bile geçmiş olsa eski hesaplar sorulabilir sizden. Nasıl mı? Onu Adana Defterdarı Tamer Utkucu'dan öğrenelim.
Tamer Utkucu, AA muhabirine açıklamıştı. Devlete borcu olup da kendisine ulaşılamayan ve 5 yıllık zamanaşımı süresi de dolmak üzere olan borçluların dosyalarına; memurlar cebinden 1'er YTL ödeme yapıyorlarmış. Memurlar ödemeyi her ne kadar kendi ceplerinden yapmış olsalar da tahsilat fişini borçlu adına düzenleyerek sanki ödemeyi borçlu yapmış gibi göstererek alacağın zamanaşımı süresini bir beş yıl daha ötelemiş oluyorlar. Borçlunun ödeme yapması(gerçekte yapmamış olsa da) zamanaşımını kesiyor çünkü.
Adana defterdarı ve memurlarının kamu alacağını korumak için ekstra gayret gösterdikleri ortada. Ve zaten borçlu olduğu halde ulaşılamayanlar için bu işlem yapılmış.
 
Belge her an lazım olur
Ancak aynı uygulamanın ulaşılabilen kamu borçlularına; hatta gerçekte borcu olmayan ama vergi dairesinde borçlu gözüken mükelleflere yapıldığı düşünüldüğünde sonuç hüsran. "Borcu olmayan mükellef nasıl borçlu gözükebilir ki" denilebilir. Şöyle ki; bazı mükellefler, devlete olan borçlarının ödemesini nakit olarak değil de devletten olan alacaklarını(KDV İadesi gibi) bu borçlarına mahsup etmek suretiyle yapıyorlar. Dilekçe ile bunu da vergi dairesine bildiren mükellef borcunun ödendiğini düşünüyor doğal olarak. Ama bu mahsuplar-dilekçeler vergi dairelerinin bir birimi tarafından ödeme olarak kabul edilirken başka bir biriminin ise (takip birimi) bundan haberi olmayabiliyor. Vergi daireleri kendi içinde bu mahsup/ödeme işlemini çeşitli sebeplerle sonuçlandıramayabiliyor. Neticede değil 5 yıl; 10 yıl, hatta daha eski dönemlere ait -mahsup yoluyla- ödenen vergiler bile karşınıza sarı zarf içinde borç olarak gelebiliyor. Buna karşılık mükellefin ne yapması gerekiyor? Arşivinden defter ve belgeleri çıkararak borcun mahsup yoluyla ödendiğini ispatlamak zorunda. Peki ya arşivinde 5 yıldan eski defter ve belge yoksa? İşte o zaman mükellef yandı hakikaten.
O halde mükelleflerin defter ve belgelerini imha etmeden önce vergi dairesini ziyaret edip mahsupların da ödeme olarak gözüktüğünden, ‘borcunun olmadığından' emin olması gerekiyor..Tabii ki mükelleften önce Maliye'nin daha dikkatli olması gerekiyor. Borç bildirimi yapmadan önce mükellefin mahsup yoluyla ödeme yapıp yapmadığını kendi kayıtlarından incelemesi gerekiyor.

Bu haber 1,503 defa okundu.