Ekonomim.com
Uğur Tandoğan
19 Nisan 2016
Başarılı bir sunum için üç gerekli koşul
Başarılı bir sunum için üç gerekli koşul
İnsanoğluna faniliğini hatırlatmak için “Her canlı ölümü tadacaktır” diye yazarlar sağa sola. Bu çok doğru bir sözdür. Bir profesyonel için de doğru olan bir söz söyleyelim. “Sunum yapmayı her canlı profesyonel er-geç bir gün tadacaktır.” Eğer bir profesyonel iseniz, ömrünüzün bir aşamasında birilerine muhakkak bir sunum yapacaksınız. Bazen bu tek kişi de olabilir, bir salon dolusu kişi de. Ve bunu sürekli de yapabileceksiniz. “Hocam, bu gerçeği biliyoruz. Ama niye böyle bir analoji yaptınız? Sunum yapmak o kadar korkulacak bir şey mi?” diyeniniz çıkabilir. Evet, bazıları için sahne korkusu ölümden beterdir. Örneğin, ben yıllardır bu işin içindeyim. Yaşamımda binlerce sunum yaptım. Ama her sunumda bir heyecan yaşarım.
Sunum, işinizin bir parçasıdır. “Sunumdur, geçer” diye bunu hafife alamazsınız. Sunumun başarılı olması gerekir. Kafanızdakileri, söylemek istediklerinizi izleyicilerinize başarılı bir biçimde aktarabilmelisiniz. Bu konuda işin tekniği açısından çok şey söylenebilir. Bu teknikleri kolaylıkla öğrenebilirsiniz. Ama ben bu yazımda sunumda başarı için üç önemli temel ilkeye değineceğim.
1- Bilmek: Sunacağınız şeyi çok iyi biliniz. Sunumun bir amacı vardır. Örneğin, izleyicilerinize bir bilgi aktarabilirsiniz. Ya da onları bir şeye ikna etmeye çalışırsınız. Amacınız ne olursa olsun, aktardığınız konuyu iyi bilmelisiniz. Konuyu bilmeden, yarım yamalak bilgi ile, hatta yanlış ve yalan bilgi ile, çok başarılı bir sunum yapar, izleyicilerinizi ikna eder, onları size hayran bırakabilir misiniz? Eğer izleyicileriniz cahil ve / veya aptalsa, bu mümkündür. Ama bu ancak siyasal hayatta karşılayacağınız bir durumdur. Profesyonel hayatta böyle bir mucize nadir görülür.
Bilmek derken de, haddinizi de biliniz; alçakgönüllü olunuz. Bilgi, ucu bucağı olmayan bir ummandır. İzleyiciler arasında konuyu sizden de iyi bilecek kişilerin bulunabileceği gerçeğini unutmayınız. Buna göre davranınız.
2- Hazırlanmak: Sunacağınız konuyu ne kadar iyi bilseniz de, sunumunuza hazırlanmayı ihmal etmeyiniz. Evet, anlatacağınız konuyu çok iyi biliyorsunuz. Ama bildiğiniz konuyu nasıl dillendireceğiniz bir hazırlık meselesidir. Sunumunuzun akışı nasıl olacak? Neleri vurgulayacaksınız? Bütün bunları izleyicilerinizi sıkmadan, bunaltmadan nasıl aktaracaksınız? Bütün bunlar, askeri bir disiplinle hazırlanmayı gerektirir.
Kimler hazırlanmama hatası yapar? Deneyimli konuşmacılar. Örneğin, daha önce defalarca yaptığınız bir sunumdur; ama olsun, yine de sunumunuzu şöyle bir gözden geçiriniz. Hazırlanırken sunumunuza eklenecek yeni bir istatistik çıkabilir. Son sunumunuzda size sorulmuş bir soruyu hatırlayıp, bunu konuşmanıza dahil edebilirsiniz.
Aynı sunumu defalarca yapıyorsanız, sizde bıkkınlık, ya da “Biliyorum zaten” havası yaratabilir. Bu da başarısızlık için ortam hazırlar. Bunu yenmek için tekrarladığınız sunumlara her defasında bir yeni şey ekleyiniz.
3- Güvenmek: Kendinize güveniniz. Güveniniz ki izleyicileriniz de size güvensin, sizi dinlesin. Eğer sahnede ürkek bir tavşan gibi davranırsanız, izleyicileriniz üstünde egemenlik kuramazsınız. Böyle olunca da söyledikleriniz kubbede boş bir seda olarak kaybolur.
Söyleyeceğiniz şeyleri iyi biliyorsunuz, iyi bir biçimde de hazırlandınız. O zaman korkacak bir şey yok; kendinize güveniniz. Sahneye bu özgüvenle çıkınız. Duruşunuz, bakışınız, ses tonunuz bu özgüveni yansıtsın.
Bütün bilginize, hazırlığınıza rağmen bir şey ters gidebilir. Ters giderse, nasılsa bir çıkış noktası bulursunuz. Ama baştan tırnaklarınızı kemirip “Bende şans yoktur. Muhakkak bir şey ters gider. Kutupta ayı olsam, beni çöldeki deve bulur; canıma okur” derseniz korktuğunuz muhakkak başınıza gelir. Rahat olunuz.
Yine uyarmadan edemeyeceğim. Bu özgüven, izleyicilerinizi rahatsız edecek bir “narsisizm” boyutuna erişmemelidir.
Sonuç
Sunum, bir profesyonelin işinin bir parçasıdır. Yukarıda sıraladığım bu üç koşul başarılı bir sunum için gereklidir. Peki, yeterli midir? Tabi ki, hayır. Ama bu üç ilkeden birisinin eksikliği, başarısızlığı garanti eder.
Bu yazı 2,181 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
23 Nisan 2024
Genç işsizliği
-
16 Nisan 2024
İklim değişimi hayati bir konudur
-
2 Nisan 2024
Yalan söylemenin yeni biçimleri
-
26 Mart 2024
Nereden nereye
-
19 Mart 2024
Çalışma saatleri azalırken
-
12 Mart 2024
Başarılı üç güzel insan
-
5 Mart 2024
Çalışma düzeninde esneklik: Hibrit çalışma
-
27 Şubat 2024
Bir cesur yürek daha durdu
-
20 Şubat 2024
Akıllı telefona akılsızca bağımlılık
-
13 Şubat 2024
Bulutlara nasıl bakıyorsunuz?
-
6 Şubat 2024
İşten çıkarmalar üzücüdür
-
30 Ocak 2024
Etik ve meslekler
-
30 Ocak 2024
Etik ve meslekler
-
23 Ocak 2024
Bir motor yolculuğu
-
16 Ocak 2024
Yeni bir yıla başlarken (2)
-
9 Ocak 2024
Yeni bir yıla başlarken
-
26 Aralık 2023
Toplam ücret paketinde seyahat
-
19 Aralık 2023
Mangal partisi
-
12 Aralık 2023
Toplu işten çıkarmalarda iletişim
-
5 Aralık 2023
Faydalı bir meyve ve zararlı üretimi
Yorumlar
+ Yorum Ekle