En Sıcak Konular

Bumin Doğrusöz
Ekonomim.com

Bumin Doğrusöz
3 Ekim 2023

Emisyon primleri istisnası ve sorunları



Kurumlar Vergisi Kanunu’nun (KVK) 5/1-ç bendi ile anonim şirketlerin kuruluşlarında veya sermayelerini artırdıklarında çıkardıkları payların bedelinin itibarî değeri aşan kısmı kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. Bu istisna daha önce eski KVK’da da yer almaktaydı.

Anonim şirketler kuruluşunda veya sermaye artırımlarında hisselerini, ana sözleşmelerinde belirtilen itibari değerle (nominal bedelle) ihraç edilebileceği gibi, itibari değerlerinin üzerinde bir bedelle de ihraç edilebilirler. Hisselerin itibari değerinin üzerinde bir bedelle ihraç edilmesi halinde, ihraç değeri ile itibari değer arasında oluşan olumlu fark, Vergi Hukukunda emisyon primi (Ticaret Hukukunda agio, Tek Düzen Hesap Planı’nda ihraç primi) olarak adlandırılmaktadır. Emisyon primi, hisselerin ilk ihracında, bir başka anlatımla hukuk âleminde doğumunda oluşabilen bir primdir (kazançtır). Yoksa, hissedarların elinde bulunan hisse senetlerini veya kurumların iştiraklerine ait hisse senetlerini, maliyet bedelinin üzerinde bir bedelle satmaları halinde oluşan kazanç, emisyon primi olarak değerlendirilemez.

Bana göre, bu istisna olmasaydı da, bu kazanç yine vergiye tabi tutulamazdı. Çünkü kurumlar içinde geçerli olan Gelir Vergisi Kanunu’nun 38. maddesine göre ticari kazanç; teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerler arasındaki müspet farktır. Ancak kazanç hesaplanırken, dönem içinde işletmeye işletme sahiplerince ilave edilen değerler nazara alınmaz. Dolayısıyla emisyon primi de işletmeye ilave edilen bir değer olduğundan kazanç hesaplamasında dikkate alınmayacaktı. Kanunda bu istisnaya yer verilmesinin sebebinin, uygulamada tereddüdü ortadan kaldırmak ve konuyu açıklığa kavuşturmak amaçlı olduğunu düşünüyorum.

Anonim şirketlerin hisse senetlerini itibari kıymetlerinden yüksek bir bedelle ihraç edebilmeleri için, ana sözleşmelerinde bu konuda bir hüküm bulunması veya genel kurul tarafından bu yönde bir karar verilmesi gereklidir (TTK. md. 347). Kayıtlı sermaye sistemini seçmiş bulunan şirketlerin de hisse senetlerini ihraç primi içerecek şekilde ihraç etmeleri mümkündür. İhraç primi, ticaret hukukunda eski veya mevcut hisse sahipleri ile yeni hisse alacaklar arasındaki mali adaleti sağlamaktır.

Ticaret Kanunumuza göre, emisyon primi yedek akçe niteliğindedir. Nitekim 519. maddede, "her yıl safi karın yüzde beşi, ödenmiş sermayenin yüzde yirmisine ulaşıncaya kadar genel kanuni yedek akçeye ayrılır" denildikten sonra, belirtilen sınıra ulaşılsa dahi bu yedek akçelere, "yeni payların çıkarılması dolayısıyla sağlanan primin çıkarılma giderleri, itfa karşılıkları ve hayır amaçlı ödemeler için kullanılmamış kısmı"nın ekleneceği hükme bağlanmıştır.

KVK. 8/1-a maddesinin menkul kıymet ihraç giderlerinin kurum kazancının tespitinde gider unsuru olarak nazara alınacağını açıkça hükme bağlaması dolayısıyla, ihraç giderlerinin TTK. md. 519 hükmüne rağmen, kurumlar vergisinin matrahının tespitinde gider olarak nazara alınması ve emisyon primi istisnasından yararlanacak tutarın tespitinde ise nazara alınmaması gerekmektedir. Ticari bilanço açısından böyle olmakla birlikte, burada KVK md. 5/3’de yer alan “vergiden istisna kazançları elde etmek için yapılan giderlerin istisna dışı kazançlardan indirilemeyeceği”ne ilişkin düzenleme uyarınca yeni payların ihraç giderlerinin, emisyon primine isabet eden kısmının, kurum kazancının tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak nazara alınması gerektiği söylenebilirse de burada, emisyon primi olmasaydı da, sermaye artırımı ve hisse senedi ihraç masraflarının yine aynen yapılacağı, emisyon primine özgü bir giderin söz konusu olmadığı, bu nedenle bu giderlerin tamamının gider yazılabileceğini rahatlıkla savunmak mümkündür.     

Bu konuda tereddüt yaratan konulardan biriside, emisyon priminin ve/veya kanuni yedek akçelerin kâr olarak dağıtılıp dağıtılamayacağı konusudur. Mevcut düzenlemeye göre istisna olan emisyon priminin, dağıtılması veya sermayeye eklenmesinin istisna uygulaması üzerinde bir etkisi yoktur.  Dolayısıyla emisyon primi istisnasından yararlandırılan (kayıtlarda genel kanuni yedek akçe statüsünde ihraç primi olarak gözüken) tutar, vergi mevzuatı açısından istenilirse sermayeye eklenebilir, istenirse dağıtılabilir. 

Dağıtım konusundaki sınırlamalar vergi hukukunun dışında, Ticaret Kanunu’ndadır. Ticaret Kanunu’na göre emisyon primi de bir tür kanuni yedek akçe olduğuna göre, emisyon priminin dağıtılıp dağıtılamayacağı sorusunu, kanuni yedek akçelerin rejimine göre cevaplamak gerekmektedir. Ticaret Kanununa göre, genel kanuni yedek akçelerin ödenmiş sermayenin yarısına kadar olan kısmı, sadece geçmiş yıl zararlarının kapatılmasında, işlerin iyi gitmediği zamanlarda işletmeyi devam ettirmeye veya işsizliğin önlenmesine yahut sonuçlarının hafifletilmesine elverişli önlemler alınmasında kullanılabilir. Şirket genel kurulu, kanuni yedek akçelerin ödenmiş sermayenin yarısını aşan kısmı üzerinde dilediği yönde tasarruf edebilir. Bir başka deyişle genel kurul bu aşan kısmın dağıtılmasına veya sermayeye eklenmesine karar verebilir. Bu nedenle emisyon priminin dağıtılıp dağıtılamayacağı sorusunun, kanuni yedek akçe tutarının ödenmiş sermaye ile karşılaştırılması sonucu oluşacak duruma göre yanıtlamak gerekmektedir. 

Ancak emisyon primi, kanuni yedek akçelerin ödenmiş veya çıkarılmış sermayenin yarısını aşması dolayısıyla dağıtılacak veya önce sermayeye eklenip daha sonra sermaye azaltılması yoluyla dağıtılacak olursa, bana göre, ortaklar tarafından işletmeye konulan değer iade edildiğinden, stopaja gerek yoktur. Ancak idari anlayış burada stopajın yapılması gerektiği yönündedir.

Bütün bu sorunlar yetmiyormuş gibi, bir de bu yıl emisyon primleri, ek kurumlar vergisinin matrahına alındı. Kanaatimce bu da, yanlış olmuş ve vergileme prensiplerine ters düşmüştür. İstisna olmasaydı dahi, kanaatimce vergiye tabi tutulamayacak bir kazancı, bir yandan açıklığı sağlamak için istisna ile vergi dışı bırakırken, bu defa ek vergi ile vergilendirmenin olmaması gerekirdi. Bildiğim kadarı ile emisyon primi dolayısıyla ek vergi ödeyip, Anayasaya aykırılığı sebebiyle dava açanlar var. Bu durumda, son sözü Anayasa Mahkemesi söyleyecek.



Bu yazı 362 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 10 Aralık 2024 Vergi yargısında 2025in ölçütleri
    • 3 Aralık 2024 Konut kira gelirleri istisnasında 2024 yılı uygulaması
    • 28 Kasım 2024 Tüketirken tükeniyoruz
    • 22 Kasım 2024 Mükerrer vergi incelemesi
    • 19 Kasım 2024 Kamu alacaklarında teminat talebi
    • 14 Kasım 2024 Tasfiye bitimi ve dağıtımı
    • 7 Kasım 2024 Geçici vergide yapılması gerekenler
    • 5 Kasım 2024 Anayasa Mahkemesinden ?9 ay daha katlanın kararı
    • 31 Ekim 2024 Bankalardan ödeme zorunluluğunda son durum
    • 29 Ekim 2024 Vergi sisteminde gelinen nokta ve geleceği
    • 24 Ekim 2024 Kiraları bankadan ödeme yükümlülüğü
    • 18 Ekim 2024 Kamu denetçisine başvuru ve vergi davası açma süresi
    • 15 Ekim 2024 Vergi ödeme vergisine fon zammı
    • 10 Ekim 2024 Kamu alacakları ve emekli aylıklarının haczi
    • 3 Ekim 2024 Cezaların kişiselliği ve mirasçılar
    • 1 Ekim 2024 Takdir Komisyonu ve takdir süresi
    • 26 Eylül 2024 Hukuki güvenliği yok eden tahsil zamanaşımı
    • 17 Eylül 2024 İkmalen tarhiyatın önemi
    • 12 Eylül 2024 Cumhurbaşkanına stopaj ihdas yetkisi verilebilir mi?
    • 10 Eylül 2024 Enflasyon düzeltmesinde olasılıklar




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,030 µs