En Sıcak Konular

Bumin Doğrusöz
Ekonomim.com

Bumin Doğrusöz
4 Şubat 2009

TF'de Hazine zararı



TF'de Hazine zararı
01.02.2009 | Bumin Doğrusöz

 Önceki Kurumlar Vergisi Kanunumuzun bir müessesesi olan "örtülü kazanç dağıtımı" müessesi, 57 yıl uygulandıktan sonra 1.1.2006 tarihinde yürürlükten kaldırıldı. Yerine yeni Kurumlar Vergisi Kanunumuzla 1.1.2007 tarihinden geçerli olarak TF., yani "transfer fiyatlandırması" müessesesi ihdas edildi.
Önceki düzenleme, çok sorunlu, mükellefler için sıkıntı yaratan, uygulaması güç ve vergi kaybına yol açan ihtilaflarla dolu bir müessese kabul edilerek sistemi basitleştirme ve örtülü kazanç dağıtımı ölçütlerini objektif olarak belirleyerek belirginleştirme adına yeni TF düzenlemesine geçildi. Bu arada bu müessesenin OECD ülkelerinde ve Amerika'da içinden çıkılmaz sorunlara yol açtığı, mükelleflere aşırı yük getirdiği görmezden gelindi.
Geçtiğimiz günlerde tesadüfen sohbet etme olanağına sahip olduğumuz bir Fransız uygulamacı, TF müessesesinin çeşitli ülkelerdeki uygulamalarını bilen bir kişi olarak bu uygulamadan memnun olan ne bir mükellef ne de bir vergi idaresi veya inceleme elemanına rastlamadığını belirterek, bu TF uygulamasından memnun olan tek kesimin bu işten para kazanan denetim şirketleri olduğunu vurguladı. Bence de pek haksız sayılmaz.
Ülkemizde de küçük ve orta ölçekli şirketlere, yıllarca kurumsallaşın, hayat standardından kurtulun diye şirketleştirdiğimiz göstermelik ortaklı patron şirketlerine TF'yi uygulamak, şimdiden işin içinden çıkılmaz sorunlara yol açacak gibi görünmektedir.
Zaten şikâyetler artınca bu defa yeni bir kavram, önceki örtülü kazanç dağıtımına ilişkin içtihatlardan esinlenerek icat edildi ve Kurumlar Vergisi Kanununda 5766 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle TF müessesesine "hazine zararı" adı ile monte edildi.
TF müessesesini "hazine zararı" arayarak uygulamakla, mali tatilde olduğu gibi, yine dünyada ilk ve tek ülke olduk.
TF'de "hazine kaybı" 5766 sayılı Kanun gelen düzenlemede şöyle açıklanıyor :
"Tam mükellef kurumlar ile yabancı kurumların Türkiye'deki işyeri veya daimi temsilcilerinin aralarında ilişkili kişi kapsamında gerçekleştirdikleri yurt içindeki işlemler nedeniyle kazancın örtülü olarak dağıtıldığının kabulü Hazine zararının doğması şartına bağlıdır. Hazine zararından kasıt, emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat ve bedeller nedeniyle kurum ve ilişkili kişiler adına tahakkuk ettirilmesi gereken her türlü vergi toplamının eksik veya geç tahakkuk ettirilmesidir."
Fıkrada sayılan bu kişiler arasında yer almadığından tam mükellef kurumlarla ilişkili gerçek kişiler, dernekler ve vakıflar arasındaki işlemler, hazine zararı olmasa da, transfer fiyatlandırması düzenlemesinin kapsamında kalmıştır.
Fıkra "hazine zararı" koşulu ile eşitliği, ihlal etmiştir. Matrahlı (A) A.Ş.'nin ürettiği bir ürünü ilişkili (B) ve (C) şirketlerine, ilişkiden etkilenmiş aynı bedelle aynı gün sattığını düşünelim. Eğer (B) A.Ş.'de matrahlı ise satış işlemi transfer fiyatlandırması hükümlerine tabi olmayacak, buna karşılık (C) A.Ş. istisnalar dolayısıyla matrahsız ise satış işlemi transfer fiyatlandırması hükümlerine tabi olacaktır. Bir mükellefin aynı işlemini farklı vergisel hükümlere tabi tutmak eşitlik ilkesine aykırıdır.
Buradaki kilit kavram, "her türlü vergi" kavramıdır. Bize göre burada kastedilen vergiler, kurum kazancı üzerinden ödenen vergilerdir. Yani kurumlar vergisi ile kurum kazancı üzerinden yapılan stopajdır. Ancak Vergi İdaresi bu kavramı, Türk Vergi Sisteminde yer alan her türlü vergiyi kapsayacak şekilde anlamlandırma eğilimindedir.
Bu fıkra, taraflar arasındaki ilişkiden etkilenmiş fiyatla yapılan işlemlerde, kurum ve ilişkili kişiler adına tahakkuk ettirilmesi gereken her türlü vergi toplamının zamanında ve tan olarak tahakkuk ettirilmiş olması koşulu ile TF düzenlemesine göre tarhiyat yapılamayacağını düzenlemektedir. Ancak bu düzenleme hem mükellef ve idarenin iş yükünü azaltmamakta hem de ileride riskli durumların ortaya çıkmasına sebebiyet verecek bir düzenlemedir.
Çünkü bu fıkraya rağmen, tarafların her ikiside kârlı şirket ve KDV ödeyen şirket olsa da, yani hazine zararı olmasa da, yıllık beyanname eki form yine doldurulacak, gerekiyorsa TF Raporu yine hazırlanacak, inceleme elemanı yine TF incelemesini yapacak, ancak daha sonra hazine zararı var mı diyerek karşı şirketi incelemeye başlayacaktır. Eğer hazine zararı yoksa, TF incelemesi ile ilgili harcanan emek boşa gitmiş olacaktır.
Şimdi de bir başka olay kurgulayalım. Bir Şirketin 2004 yılında ilişkili kişilere TF yolu ile kazanç aktardığı ve kazanç aktarılan şirketin zararlı olması nedeniyle TF hükümlerine göre hakkında 2005 yılında cezalı tarhiyat yapıldığını farz edelim. Aynı Şirketin 2004 yılı hesaplarının 2007 yılında bir başka inceleme elemanınca bu defa giderleri yönünden incelenip, bir kısım giderlerinin reddi suretiyle yüksek matrahlı kabul edilerek hakkında cezalı tarhiyat yapılması halinde, bu tarhiyata göre hazine zararı ortadan kalkacağından, TF hükümlerine göre yapılan tarhiyat ne olacaktır? Veya tam tersi durumda, yani 2005'de gider redi yolu ile tarhiyat, sonra 2007'de TF dolayısıyla tarhiyat yapılması halinde, sorun nasıl çözümlenecektir. Bu soruların cevabı henüz boşluktadır.
Burada karşı şirketin "vergisinin geç tahakkuk ettirildiğinden" de söz edilemez. Çünkü, Kanundaki "geç tahakkuk", bize göre dönem kaydırılması anlamındadır. Oysa olayımızda gider reddine dayalı tahakkuk 2004 yılı için yapılmaktadır. Aksi halde gecikme faizi alınmasının bir anlam ve dayanağı olmaz. Kaldı ki Kanun, Hazine zararının varlığı için geç tahakkuktan söz edilebilmesini, emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat ve bedellerden kaynaklanması koşuluna bağlamıştır.
Bu sorunlu düzenlemeden vazgeçilerek, daha önce de yazdığım gibi, yabancılık unsuru taşımayan, ülke içi işlemlerde, yeniden örtülü kazanç dağıtımı hükümlerine bazı düzeltmelerle dönmekte yarar vardır.



Bu yazı 3,562 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 25 Nisan 2024 Kurumlarda örtülü sermaye
    • 18 Nisan 2024 Emisyon primleri istisnası ve sorunları
    • 16 Nisan 2024 Kurumlar vergisinin oranının saptanması
    • 4 Nisan 2024 Avans kar payları ne zaman beyan edilir?
    • 28 Mart 2024 2023 yılında elde edilen kar payları ve beyan yükümlülüğü
    • 26 Mart 2024 Arabulucuya başvuru ve şüpheli alacak karşılığı
    • 21 Mart 2024 Vergi incelemelerinin pişmanlığa etkisi
    • 19 Mart 2024 Binek otomobillerin giderleri ve elektrikli araçlar
    • 14 Mart 2024 Yıllık beyanda eğitim ve sağlık harcamaları indirimi
    • 12 Mart 2024 Kiraların gerçek gider yöntemi ile beyanında idari yaklaşımlar
    • 7 Mart 2024 Kira gelirlerinin gerçek gider yöntemi ile beyanı
    • 5 Mart 2024 Kiraların vergilendirilmesi ve emsal kira bedeli esası
    • 29 Şubat 2024 Vergi suçları ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması
    • 27 Şubat 2024 Özelgeler ve yanıl(t)ma
    • 22 Şubat 2024 Nakdi sermaye artırımını teşvikte 2023 indirim oranı revizesi
    • 20 Şubat 2024 İşletmelerde gider özgürlüğü
    • 15 Şubat 2024 Konut kira gelirlerinde istisna
    • 13 Şubat 2024 Değerli Konutlar Vergisinde muafiyetler
    • 8 Şubat 2024 Değerli konutlar vergisinin 2024 uygulaması
    • 7 Şubat 2024 Afet hukukunun dağınıklığı




    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,014 µs