Milliyet Gazetesi
Cem Kılıç
22 Ocak 2014
İşsizlik korkusu
İşsizlik korkusu
ILOnun 2014 raporuna göre, 2018 yılına kadar dünyada 13 milyon kişi daha işsiz kalacak. 74.5 milyon genç işsize yenileri eklenecek. Çalışan yoksulların sayısı artacak. Türkiyede işsizlik yüzde 10un üzerine tırmanacak
Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) yayımladığı 2014 Küresel İstihdam Eğilimleri Raporuna göre önümüzdeki yıl çalışma hayatı açısından çok zorlu geçecek. Ekonomilerdeki mevcut eğilimler devam edecek olursa, 2018e kadar 13 milyon kişi daha işsiz kalacak.
Öncelikle 2013ün değerlendirildiği rapora göre dünyada 5 milyon kişi daha işsiz kaldı ve toplam işsiz sayısı 202 milyona ulaştı. İşsizlik artışının büyük bölümü, Doğu Asya ve Güney Asyada gerçekleşti. Dünyada iş arayan iki kişiden biri Asyalı... Bu bölgeleri, Sahra altı Afrika ve Avrupa takip ediyor.
En çok gençleri etkileyecek
Mevcut yapı devam ederse, işsizlik daha da kötüleşecek ve 2018de işsiz sayısı 215 milyona ulaşacak. Her yıl net 40 milyon yeni iş yaratılacak ancak bu rakam, işgücü piyasasına her yıl girmesi beklenen 42.6 milyon insan için yeterli olmayacak.
2013te 15- 24 yaş grubunda 74.5 milyon genç işsiz olduğu tahmin ediliyor. Küresel genç işsizliği yüzde 13.1e ulaşmış durumda. Bu oran, yetişkin işsizlik oranının neredeyse 3 katı ve ILOnun ifadesiyle, tarihi bir zirve. Genç işsizliğinde alarm veren bölgeler; Orta Doğu ve Kuzey Afrikanın yanısıra Latin Amerika, Karayipler ve Güney Avrupa.
Ne istihdamda ne de eğitimde yer almayan gençlerin oranı ekonomik krizin başından bu yana yükseliş eğilimini sürdürüyor. Bazı ülkelerde dörtte bire ulaşmış durumda.
İşsizlik problemi derinleşiyor
İşsizlik süresi kriz öncesine göre iki katına çıkmış durumda. Yunanistan ve İspanyada ortalama işsizlik süresi 9 ve 8 aya kadar ulaşmış. ABDde bile uzun dönemli işsizlik, tüm iş arayanların yüzde 40ından fazlasını etkiliyor.
Rapor, işgücüne katılım oranları açısından 2013 yılı itibariyle herhangi bir iyileşmenin gerçekleşmediğini gözler önüne seriyor. Katılım oranlarındaki düşüş, çok sayıda kadının işgücü piyasasından ayrılması nedeniyle özellikle Doğu ve Güney Asyada gerçekleşmiş.
Kayıtdışı istihdam yükseliyor!
Gelişmekte olan ülkelerin çoğunda kayıtdışı istihdam yaygın olarak devam ediyor. Kayıt dışılığın en yüksek olduğu bölgeler; Güney ve Güney - Doğu Asya ekonomileri. Bu bölgelerdeki bazı ülkelerde, kayıt dışılık oranları toplam istihdamın yüzde 90ına kadar ulaşıyor. Kendi hesabına çalışanlar ve ücretsiz aile işçilerinden oluşan kırılgan istihdam, toplam istihdamın yüzde 48ine karşılık geliyor.
Çalışan yoksullar 839 milyon
2013te, 375 milyon işçi (küresel istihdamın yüzde 11.9u) çalışması karşılığında günlük 1.25 dolardan; 839 milyon işçi (toplam küresel istihdamın yüzde 26.7si) ise günlük 2 dolardan daha az gelir elde ediyor.
ILOdan işsizlik sorununa 2 çare
ILO iki temel çözüm önerisi getiriyor. İlk olarak, iş dostu, yani iş yaratan makro ekonomik politikalardan bahsediyor. Bu politikalar sayesinde özellikle yüksek gelirli G20 ülkelerinde, 2020 yılı itibariyle 6.1 milyon ilave istihdam yaratılabilir ki bu da işsizlikte 1.8 puanlık bir düşüşe tekabül eder.
İkinci olarak, işgücü piyasasına odaklanan sosyal politikalara daha fazla önem verilmesi gerektiği vurgulanıyor. Bu açıdan, doğrudan iş bulma ümidini yitirerek işgücü piyasasının dışına çıkmış kişiler ile uzun dönemli işsizlik problemiyle başa çıkmaya çalışan kişileri hedef alan aktif istihdam politikalarının önemi üzerinde duruyor.
3 ÇALIŞANDAN BİRİ KAYITDIŞI
ILO raporunda öncelikle, Türkiyede 2009 yılından itibaren sürekli gerileyen işsizlikte 2013 itibariyle ilk kez bir artış kaydedildiği vurgulanarak şu tespit ve öngörülere yer veriliyor:
- Türkiyede ne istihdamda, ne de eğitimde yer almayan (boşta gezen) gençlerin oranı yüzde 34.6 ile oldukça yüksek.
- Orta ve Güney Doğu Avrupada (AB dışı) yüzde 0.6 olarak tahmin edilen ekonomik büyüme, yüzde 3.6 büyüyen Türkiye ekonomisinden kaynaklandı.
- Türkiyede çalışan her 3 kişiden 1 tanesi kayıtdışı olarak istihdam ediliyor.
- Kriz sırasında AB üyesi olmayan, Orta ve Güney-Doğu Avrupa ülkelerinde reel ücretler azaldı, ücret artışları kriz öncesine göre ciddi oranda düşük kaldı.
- Türkiye, Gürcistan, Makedonya ve Rusyada gelir dağılımındaki eşitsizlik rekor seviyeye çıktı. Bu durum, özellikle nüfusun yoksul kesimlerini olumsuz etkiliyor.
- Türkiyenin sahip olduğu genç nüfus, daha iyi ekonomik ve sosyal gelişmenin sağlanması açısından muazzam bir potansiyel yaratıyor.
Bu yazı 2,289 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
22 Nisan 2024
Geride kalanlara aylık bağlanması
-
15 Nisan 2024
Buluş yapan işçi bedelini nasıl alır?
-
12 Nisan 2024
Yıllık izinle ilgili her şey
-
9 Nisan 2024
Aralıklı çalışmada yıllık izin hakkı
-
8 Nisan 2024
Aralıklı çalışmada kıdem tazminatı
-
6 Nisan 2024
Bayram sonrası telafi çalışması
-
3 Nisan 2024
Yaşlılık yüküne yeni çözüm gerek
-
29 Mart 2024
Fazla çalışmanın ispatı
-
25 Mart 2024
Yoksulluk ve zorla çalıştırma
-
22 Mart 2024
Özel güvenlik ilgi bekliyor
-
18 Mart 2024
Yemek yardımı neden önemli?
-
15 Mart 2024
Ramazanda çalışma hayatı
-
11 Mart 2024
İş sözleşmesi ve işyeri devri farklı
-
8 Mart 2024
Çocuk hakları
-
2 Mart 2024
Dışarıdan primle memur emekliliği
-
26 Şubat 2024
Haftalık çalışma süresi kısalır mı?
-
23 Şubat 2024
Sosyal hareketlilik ve gelir eşitsizliği
-
19 Şubat 2024
Emeklilik için doğum borçlanması
-
16 Şubat 2024
Dövizle ücretin sınırları neler?
-
12 Şubat 2024
Kıdem tazminatı tavanı arttı
Yorumlar
+ Yorum Ekle