Enflasyon hedefi yüzde 4

18 Aralık 2007 19:50 tsi
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 2010 yılı enflasyon hedefinin, 2008 ve 2009'da olduğu gibi yüzde 4 olarak belirlendiğini açıkladı.

Yılmaz: Enflasyon hedefi yüzde 4/ "Belirsizlik aralığı 2 puan olarak korunacak"/ "Camianın, Ankara'da kalma eğilimi var"
18/12/2007 DÜNYA

ANKARA - Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 2010 yılı enflasyon hedefinin, 2008 ve 2009'da olduğu gibi yüzde 4 olarak belirlendiğini açıkladı.
Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, 2008 yılı para ve kur politikasını açıklamak üzere düzenlediği basın toplantısında, 2008'de hedefle uyumlu patikanın mart ayında yüzde 7,1, haziranda yüzde 6,5, eylülde yüzde 6,3 ve aralıkta yüzde 4, belirsizlik aralığının da 2 puan olarak korunmasının uygun görüldüğünü söyledi.

Yılmaz bu arada, enflasyonun 3'er aylık dönemler sonu itibarıyla belirsizlik aralığının dışında kalması halinde, Merkez Bankasının sapmanın nedenlerini ve hedefe tekrar yakınsaması için, alınan ve alınması gereken tedbirleri Hükümete yazacağı açık mektup ile kamuoyunun bilgisine sunulacağını hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Son dönemde enflasyon raporunun genel değerlendirme bölümünde, hesap verebilirlik ilkesine yönelik değişikliklere gidilmiş ve Merkez Bankası enflasyon ve para politikası görünümüne ilişkin görüşlerini ve enflasyonu hedefe yakın tutmak için gerekli gördüğü tedbirleri, 'Enflasyon Raporu' aracılığı ile kamuoyuna paylaşmaya başladı. Böylece enflasyon raporu temel iletişim aracı olma işlevinin yanı sıra hesap verebilirlik mekanizması açısından da önemli bir rol üstlenmeye başlamıştır. Bu doğrultuda önümüzdeki dönemde yazılması muhtemel açık mektuplarda, enflasyon raporuna daha fazla atıfta bulunulacaktır."

 

 

 

 

"Para politikası duruşu kesinlikle bir taahhüt olarak algılanmamalı"

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 2008 Yılı Para ve Kur Politikası'nı açıkladığı basın toplantısında, Enflasyon Raporlarında politika duruşuna ilişkin telaffuz edilen patikanın, o an için mevcut olan bilgilere göre üretilmekte olduğunu ve orta vadeli enflasyon görünümüne dair açıklanacak her yeni verinin para politikasının geleceğe yönelik duruşunun gözden geçirilmesine neden olacağının tekrar hatırlatılması gerektiğini belirtti. Yılmaz, şunları kaydetti:

"Uygulanan rejimde para politikası duruşunun güncellenmesi bir istisna değil bir normdur. Dolayısıyla, bugünkü bilgilerle oluşturulan para politikası duruşu kesinlikle bir taahhüt olarak algılanmamalıdır. Enflasyon görünümünü etkileyen değişkenlere dair, öngörülenin dışındaki her gelişme, para politikası duruşunun yeniden tanımlanmasını gündeme getirecektir. Burada önemli olan, politika duruşunun neden güncellendiğinin açıkça kamuoyuyla paylaşılmasıdır.

Nitekim Merkez Bankası, Enflasyon Raporu ve diğer politika metinleri aracılığıyla para politikası duruşunun ne yönde ve hangi gerekçelerle güncellendiğini açıkça ifade etmektedir.

Merkez Bankasının temel politika aracı kısa vadeli faizlerdir. Enflasyon hedeflemesi rejiminde para politikası kararlarının uygulanması ve iletişimi, kısa vadeli faizler aracılığıyla yapılmaya devam edilecektir. Bunun yanında, daha önceki politika metinlerinde de ifade edildiği üzere, gerekli görüldüğü takdirde zorunlu karşılık oranları veya etkin likidite yönetimi gibi destekleyici araçlar da kullanılabilecektir."

Enflasyon hedeflemesi ve kamunun rolü

Enflasyondaki düşüşün uzun vadeli, kalıcı bir kazanıma dönüşebilmesi için uygulanan para politikasının maliye politikalarıyla desteklenmesinin gerekliliğini vurgulayan Yılmaz, kamu kesiminin izlediği politikaların enflasyonu çeşitli kanallardan etkileyebildiğini kaydetti.

Enflasyon üzerinde doğrudan etkisi olan bir kanalın, kamu kesiminin ürettiği mal ve hizmetlerdeki fiyat ve vergi ayarlamaları olduğunu dile getiren Merkez Bankası Başkanı, "söz konusu ayarlamaların önceden açıklanan bir takvim veya kural dahilinde yapılması, enflasyon tahminlerine ilişkin riskleri azaltacak ve enflasyon hedeflemesi rejiminin itibarına olumlu katkıda bulunacaktır" dedi.

Yılmaz, Merkez Bankasının, enflasyon tahminlerini oluştururken, kamu kesiminin bütçe projeksiyonlarını veri olarak aldığını ve bu çerçevede, para politikası duruşu güncellenirken, toplam talebin önemli bileşenlerinden biri olan kamu kesimi harcamalarının seyrinin dikkatle izlendiğini bildirdi. Bunun yanında kamu kesimindeki ücret ayarlamalarının enflasyon hedefiyle uyumlu olmasının, söz konusu artışların özel sektör tarafından da emsal olarak alınması nedeniyle ayrı bir önem taşıdığına dikkati çeken Yılmaz, şöyle devam etti:

"Bütün bu nedenlerden dolayı Merkez Bankası, gelirler ve maliye politikası uygulamalarını yakından takip etmekte, mali disiplinin kalitesini ve maliye politikalarının öngörülebilirliğini artıracak yapısal düzenlemelerin önemini sıkça vurgulamaktadır. Para politikası uygulamalarının enflasyonu etkileme sürecindeki belirsizlikler, merkez bankalarının politika metinlerinde üzerinde sıkça durduğu bir konudur. Türkiye gibi yapısal dönüşüm yaşayan ülkelerde, makroekonomik değişkenler arasındaki ilişkiler zaman içinde değişim göstermekte ve bu nedenle parasal aktarım mekanizmasına ilişkin belirsizlikler gelişmiş ülkelere kıyasla daha fazla olabilmektedir. Bununla birlikte, Merkez Bankasının, aktarım mekanizmasına dair saptamalarını kamuoyuyla paylaşmasının beklenti yönetimine katkıda bulunacağı düşünülmektedir. Türkiye'de 2001 sonrasında enflasyondaki düşüş süreciyle birlikte kısa vadeli faizlerin uzun süre sadece aşağı yönde hareket göstermesi ve bu dönemin enflasyon hedeflemesinin geçiş dönemi olması, para politikası aktarım mekanizmasının değerlendirilmesini güçleştirmiştir. Bununla birlikte, 2006 yılının ortalarından itibaren gerçekleştirilen parasal sıkılaştırma ve sonrasında oluşan makroekonomik dinamikler, aktarım mekanizmasına ilişkin önemli çıkarımlar yapılabilmesine olanak tanımaktadır. Son dönemdeki gözlemler doğrultusunda para politikasındaki sıkılaştırmanın ekonomik faaliyet üzerindeki etkisinin yaklaşık bir yıl, enflasyon üzerindeki etkisinin ise yaklaşık iki yıl kadar sürdüğü ifade edilebilir. Son bir buçuk yıl içinde para politikasının özel kesim talebi ve enflasyon üzerindeki etkisi açıkça görülmüştür. Daha da önemlisi, bu süreçte para politikasının enflasyon beklentilerini kontrol altına alabildiği teyit edilmiştir."

Yılmaz, para politikası kararlarının en etkili olduğu sektörlerin dayanıklı tüketim malı ve hizmet sektörleri olduğunu, nitekim, 2007 yılında hizmetler ve dayanıklı tüketim malları fiyat dinamiklerinin enflasyondaki düşüş sürecine önemli katkıda bulunduğunu belirtti.

Yılmaz, sonuç olarak TÜFE'nin yaklaşık yarısının, enerji, gıda ve Yönetilen/yönlendirilen fiyatlar gibi kalemlerden oluşsa da para politikasının diğer kalemler aracılığıyla enflasyonun temel eğilimini kontrol altına almakta başarılı olduğunun görüldüğünü bildirdi.

"Yüzde 4 enflasyon hedefi korundu"

Merkez Bankasının, önümüzdeki kısa dönemde enflasyonun bir süre hedefin üzerinde seyredebileceğini hesaba katmakla beraber, enflasyonun temel eğiliminin aşağı yönlü olduğu saptamasından yola çıkarak yüzde 4 enflasyon hedefini koruduğunu ifade eden Yılmaz, "enflasyonun hedeflenen oranların üzerinde olduğu dönemlerde Enflasyon Raporlarında sunulan tahminler ayrı bir önem kazanmaktadır" dedi.

Yılmaz, uygulanmakta olan kur rejimi ve Merkez Bankası kur politikası uygulamaları çerçevesinde, ekonomik birimlerin, kur riskinin piyasada olduğu bir ortamda faaliyette bulunduklarını dikkate alarak bu riskin etkin bir şekilde yönetilebilmesini sağlayacak mekanizmaları oluşturmaları gerektiğini de bildirdi. Durmuş Yılmaz, şunları kaydetti:

"Merkez Bankası, finansal piyasaların istikrarını ve gelişmesini, fiyat istikrarına ilişkin politikaların etkin yürütülebilmesi için destekleyici amaç olarak görmektedir. Kuşkusuz, dalgalı kur rejiminde, Merkez Bankası, Yeni Türk Lirası likidite politikasını sabit/öngörülebilir kur rejimine kıyasla çok daha esnek uygulayabilmekte, bankacılık sisteminin Yeni Türk Lirası likidite ihtiyaçlarına çok daha esnek ve süratle cevap verebilmekte, enflasyon hedefi ile uyumlu olduğu sürece, para piyasası faiz oranlarının aşırı dalgalanmasını önleyebilmektedir.

Ayrıca, Merkez Bankası, bankacılık sistemine, sınırlı da olsa kısa vadeli döviz depo işlemleri ile döviz likidite imkanı sağlamaktadır. Ancak, bankacılık sisteminin, Merkez Bankasının esnek ve etkin Yeni Türk Lirası likidite yönetimini ve sınırlı da olsa döviz likidite imkanını baz alarak risk yönetimi ilkelerinde rehavete kapılmamasının, aksine, risk yönetimi prensiplerini etkin olarak kullanmasının gereğinin bir defa daha hatırlatılmasında fayda görülmektedir."

 

"Sayın Bakana iki ismi ilettim, düşünüyor"

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nda açık bulunan üyelikler için Devlet Bakanı Mehmet Şimşek'e şifahi olarak iki ismi ilettiğini bildirdi.

Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, 2008 yılı para ve kur politikasını açıkladığı basın toplantısında, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Yılmaz, Para Politikası Kurulu'nda açık bulunan üyeliklere yapılacak atamalara ilişkin soru üzerine, bu pozisyonların bir an önce doldurulması gerektiğini, atamaların yapılmasının hem Merkez Bankası hem de hükümet için son derece elzem olduğunu söyledi.

Üyeliklerin boş bulunmasının sıkıntısını çektiklerini kaydeden Yılmaz, Para Politikası Kurulu'nun, tek kişinin kararından ziyade kurul kararına uymasının bir amacı bulunduğunu ve amacın, birden fazla kişinin daha sağlıklı karar alabileceği olduğunu söyledi.

Yılmaz, "Dolayısıyla bu iki üyenin katkısının olması gerektiğini düşünüyorum. Kanunda, boş pozisyonların nasıl doldurulacağı açık şekilde yazılı şu anda da hiçbir sorun olmadan bu prosedür işliyor. Ben şifahi olarak Sayın Bakana Merkez Bankası tarafından uygun görülen iki ismi ilettim. Sayın Bakan da bunun üzerinde düşünüyor" diye konuştu.

"Bakan Şimşek açıklamalarında, (bana gelen isim yok) dedi. Siz bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz" şeklindeki soruya Yılmaz, "Bakan Bey, bunu söyleyerek neyi kastetti bilmiyorum. Ben Sayın Bakan'a Merkez Bankası olarak kanunun bize verdiği yetki çerçevesinde şu isimlerin, şu açık pozisyonlara atanmasını düşünüyoruz diye söyledim" yanıtını verdi.

"Merkez Bankası camiasının, Ankara'da kalma eğilimi var"

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Banka'nın İstanbul'a taşınması ile ilgili soruları yanıtlarken, İstanbul ile ilgili olarak daha önce görüşlerini açıkladıklarını hatırlatarak, "Bu iş yapılacaksa bir yasa değişikliği kaçınılmaz. Yasa değişikliği gündeme geldiğinde ve bize de sorulduğunda biz Merkez Bankası olarak görüşümüzü ileteceğiz. Ama sonuçta bu TBMM'nin alacağı bir karar" dedi.

"Personelin eğilimi ne" şeklindeki bir diğer soru üzerine de Yılmaz, personelin bu konudaki eğilimlerinin kendilerine dolaylı ve dolaysız olarak yansıdığını ifade ederek, "Benim geri bildirimlerden çıkardığım sonuç, personelin bu konuda bir isteği yok" dedi.

Aynı konu ile ilgili bir diğer soru üzerine de, Merkez Bankası'nın şu anda Ankara'da bulunduğunu ve gitmesi için de kanun değişikliğine ihtiyaç bulunduğunu yineleyen Yılmaz, şöyle devam etti:

"Bu kanun değişikliği yapılırken herhalde Türkiye'de buna taraf olanlar görüşlerini söyleyeceklerdir. Bugün itibariyle ortada bir niyet var ama alınmış bir karar yok.

Merkez Bankası camiasının, Ankara'da kalma eğilimi var. Merkez Bankası'nın İstanbul'a gitmesi ile İstanbul'un bölgesel mali merkez haline gelmesi arasındaki ilişkinin net olarak ortaya konması gerekir."

İstanbul'a taşınma konusu ile ilgili bir başka soru üzerine de, Merkez Bankası'nın İstanbul'da Levent'te bir arsası bulunduğunu, 1980'li yılların ortasında bu arazi üzerine idare merkezinin bazı kısımlarının gitmesine yönelik proje geliştirildiğini, daha sonra vazgeçildiğini anlattı.

Yılmaz, şu anda sadece İstanbul şubesinin yeni binasının yapılması projesinin bulunduğunu söyledi.

Yılmaz, "Toplantıda diğer konuların dışında soruların ağırlıklı olarak taşınma ve atamalara yönelik sorulmasından sıkıldınız mı" şeklindeki soru üzerine de, "Sıkılıyorum. Sorduğunuz soruların büyük kısmı iki konunun etrafında dolaştı. Halbuki Türkiye'nin şu anki meselesi, enflasyon hedefini tutturmak" dedi.

"Gerekirse utancını da taşırız"

Durmuş Yılmaz, kamu sektöründe çalışanların enflasyon farkı almalarına karşın özel sektör çalışanlarının almamalarından rahatsızlık duyup duymadığına ilişkin bir soruya yanıt verirken, "kendisine verilen görevi, elinde olan veya olmayan sebeplerle yerine getiremeyen vicdan sahibi kişinin rahatsız olmaması mümkün değil" dedi. Yılmaz, şunları söyledi:

"Elbette rahatsız oluyoruz. Bize bir görev verilmişti ve bunu yapamadık. Gerekirse utancını da taşırız. Bunu da toplumla paylaşırız ve bize verilen görev bu. Bunu da yapmak durumundayız. Elimizde olanları, gücümüz dahilinde olanları fazlasıyla yaptığımıza inanıyoruz. Ama bizim gücümüz dışında olanlar var. Orada yapılacak fazla bir şey yok. Kamu sektöründe çalışanlar bir enflasyon telafisi farkı aldılar. Ücretler enflasyon hedefi ile tutarlı olmalı. Büyüme de dikkate alınarak bundan refah payı da almalılar."

Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, asgari ücretle ilgili bir soruya karşılık verirken de, kısa vadeli çıkarların uzun vadeli çıkarların üzerine koyulmaması gerektiğini, toplumdaki ücret- gelir politikasının, ortaya konulan enflasyon hedefi ile tutarlı, uygun olması gerektiğini söyledi.

 

Yeni yılda ilk toplantı 17 Ocak'ta

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın, 2008 yılı Para ve Kur Politikasını açıkladığı basın toplantısında, PPK'nın toplantı yapacağı tarihler de belli oldu.

Merkez Bankası tarafından yılda 4 kez yayımlanan Enflasyon Raporları ise, 31 Ocak, 30 Nisan, 28 Temmuz ve 31 Ekim tarihlerinde açıklanacak. Finansal İstikrar Raporu ise 30 Mayıs ve 28 Kasım tarihlerinde yayımlanacak.

Para Politikası Kurulu (PPK) toplantıları, enflasyon raporu ve finansal istikrar raporu tarihleri şöyle:

 PPK Toplantı tarihleri     Enflasyon Raporu        Finansal  İstikrar   Raporu 

         -----------------------    ------------------       -------------------------- 

         17 Ocak Perşembe            31 Ocak Perşembe 

         14 Şubat Perşembe 

         19 Mart Çarşamba 

         17 Nisan Perşembe           30 Nisan Çarşamba 

         15 Mayıs Perşembe                                       30 Mayıs Cuma 

         16 Haziran Pazartesi 

         17 Temmuz Perşembe          28 Temmuz Pazartesi 

         14 Ağustos Perşembe 

         18 Eylül Perşembe 

         22 Ekim Çarşamba             31 Ekim Cuma 

         19 Kasım Çarşamba                                        28 Kasım Cuma 

         18 Aralık Perşembe 

          

          

       2008 yılında hedefle uyumlu patika belirsizlik aralığı 

         ----------------------------------------------------- 

         (yüzde) 

                          Mart    Haziran     Eylül     Aralık 

                       -------  ---------   -------  -------- 

         belirsizlik aralığı üst sınırı     9,10      8,50       8,30      6,00 

         hedefle uyumlu patika              7,10      6,50       6,30      4,00 

         belirsizlik aralığı alt sınırı     5,10      4,50       4,30      2,00

Bu haber 1,182 defa okundu.