Finansal küreselleşme 'duraklama dönemi'ne girdi
2 Mart 2013 10:08 tsi
Dünya hisse senedi borsaları bu yıl iyi bir seyir izliyor. Bazıları borsalardaki bu canlılığı finans krizinin ve resesyonun geride kalmaya başladığı şeklinde yorumluyor. Ancak yapılan analizler, finans krizinin etkilerinin aslından küresel piyasalar üzeri
Finansal küreselleşme 'duraklama dönemi'ne girdi
Dünya
Dünya hisse senedi borsaları bu yıl iyi bir seyir izliyor. Bazıları borsalardaki bu canlılığı finans krizinin ve resesyonun geride kalmaya başladığı şeklinde yorumluyor. Ancak yapılan analizler, finans krizinin etkilerinin aslından küresel piyasalar üzerinde derin etkiler yaratmaya devam ettiğini ortaya koyuyor. Otuz yıl boyunca sermaye piyasaları, bankacılık sistemi hızlı bir şekilde büyüdü ve çeşitlendi fakat 'finansal derinleşme' olarak nitelenen bu süreç, danışmanlık şirketi McKinsey tarafından yayınlanan bir rapora göre durma noktasına geldi. Her ne kadar finansal varlıkların büyüklüğü kriz öncesi seviyenin üzerine çıkmış olsa da artık düz bir çizgide ilerliyor ve McKinsey'in deyimiyle finansal küreselleşme frene başmış durumda.
Hisse senedi piyasalarının, kurumsal tahviller ile devlet tahvillerinin ve kredilerin toplam değerine işaret eden dünyadaki finansal varlıkların 1980'de sadece 12 trilyon dolar olan büyüklüğü 2007'de 206 trilyon dolara çıktı. Bu varlıkların GSYH'ye oranın gösteren finansal derinlik söz konusu dönem içinde GSYH'nin yüzde 120'si seviyesinden yüzde 355'e yükseldi. Bugün dünyadaki finansal varlıkların büyüklüğü 225 trilyon dolar. kriz öncesi seviyeye yakın bir düzeyde seyrediyor. 2007 yılına göre kıyaslandığında GSYH'ye oranı ise 2007'den bu yana yüzde 43 düştü. Devlet tahvillerindeki son artışlar sayılmazsa düşüş oranı yüzde 54'ü buluyor. 1990-2007 arasında yıllık büyüme oranı yüzde 7.9 olurken, krizden bu yana artış sadece ortalama yüzde 1.9.
Dünyada sermaye akışı yüzde 60 geriledi
Finansal küreselleşmenin durduğunu belirten McKinsey'in raporunda sınır ötesi sermaye akışlarının (krediler, doğrudan yabancı yatırım, hisse ve tahvil alımı) sert bir gerileme trendine girdiği ifade ediliyor. 1980'de 0.5 trilyon dolar olan sınır ötesi sermaye akışı 2007'de 11.8 trilyon dolarla zirve yaptı. Ancak kriz sırasında çöktü ve geçtiğimiz yıl 4.6 trilyon dolarla zirvenin yüzde 60 altına inmiş durumda. En büyük düşüş İngiltere'de yaşanırken, sermaye akışındaki gerilemenin en önemli nedeni Avrupa'daki borç krizi oldu. Kriz Avrupa'daki bankaların sağlığını bozdu ve 1980-2007 arasında küresel sermaye hareketlerindeki artışın yüzde 56'sını sağlayan Avrupa, bu kez düşüşün yüzde 72'sinden sorumlu oldu. Raporda Avrupa'nın finansal entegrasyonunda 'geriye dönüş' yaşandığının altı çiziliyor. Euro Bölgesi bankaları sınır ötesi borçlanma ve diğer alacaklarını 2007'nin son çeyreğinden bu yana yüzde 3.7 azaltırken, bunun 2.8 trilyon doları Avrupa ülkelerini kendi aralarındaki kredilerdeki düşüş. Avrupa Merkez Bankası ve diğer kamu kuruluşlarının şu an Avrupa'daki sermaye akışının yüzde 50'sinden fazlasını gerçekleştiriyor.
Avrupa'nın dışında da küresel borçlanma azılıyor. ABD, İngiltere, Kanada ve Avustralya'daki bankaların varlıklarındaki artış Avrupa bankalarını çekilmesiyle oluşan boşluğu kapatmaya yetmiyor. 2007Dden bu yana ticari bankalar 722 milyar dolarlık varlık ve neredeyse yarısını yurtdışındaki iştiraklerin oluşturduğu operasyonu elden çıkardı.
Bu haber 1,707 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle