En Sıcak Konular

Vergi Mahkemesi Kararlarının Uygulanmamasının Tazminat Yaptırımı

28 Ekim 2010 21:06 tsi
Vergi Mahkemesi Kararlarının Uygulanmamasının Tazminat Yaptırımı Anayasamızın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk Devleti olduğu hüküm altına alınmıştır. Hukuk devleti ilkesinin olmazsa olmaz en önemli unsuru, yargı organlarınca verilen kararların idare tarafından yeri

VERGİ MAHKEMESİ KARARLARININ UYGULANMAMASININ TAZMİNAT YAPTIRIMI

 

 

Yazar:Eslem AYAZ*

Yaklaşım / Kasım 2010 / Sayı: 215

 

I- GİRİŞ

Anayasamızın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk Devleti olduğu hüküm altına alınmıştır. Hukuk devleti ilkesinin olmazsa olmaz en önemli unsuru, yargı organlarınca verilen kararların idare tarafından yerine getirilmesidir. İdari yargı yerlerince verilen karaların gereklerinin yerine getirilmesi ise hukuka bağlı idare anlayışının gereğidir(1). Aksi durum ise idarenin hizmet kusurunun doğmasına sebep olur. Danıştay yargı kararlarının uygulanmamasını ağır hizmet kusuru olarak değerlendirmektedir(2). Hizmet kusuru da idarenin bireylere karşı mali sorumluluğu doğurur(3). Bu sorumluluk sonucu idare ya da idare ajanı için maddi ve veya manevi tazminata hükmedilir. Bu makalemizde yargı kararını yerine getirmeyen vergi dairesinin sorumluluğu Danıştay’ca verilen güncel bir karar doğrultusunda değerlendirilerek tartışılacaktır.

II- YASAL DÜZENLEMELER VE UYGULAMA

Yargı kararlarına uygun hareket etmek Anayasal ve yasal bir zorunluluktur. Yargı kararlarının uygulanması ile ilgili olarak Anayasa’nın 138. maddesinde yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hüküm altına alınmıştır. Buna ilişkin olarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesinin 1. fıkrasında ise Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare ve Vergi Mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye ve eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçmeyeceği, 3. fıkrasında da Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri karalarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabileceği hükümleri yer almaktadır.

Maddi tazminat kişinin malvarlığında meydana gelen bir eksilmenin karşılanması amacına hizmet eden bir tazmin aracıdır(4). Maddi tazminatın mahkemece kabul edilebilmesi için yargı kararının uygulanmaması nedeniyle tazmini geren bir zararın doğduğu kanıtlanmalıdır. Manevi tazminat ise patrimuanda meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı değil, tatmin aracıdır. Olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar(5).

Yukarıda açıklandığı üzere idari yargı kararlarının uygulanmaması halinde idare aleyhine maddi tazminat davası açılabileceği gibi manevi tazminat davası da açılabilecektir. Ayrıca uygulanacak olan mahkeme kararının yürütmeyi durdurma ya da iptal kararı olması arasında bir fark bulunmamaktadır.

Danıştay Üçüncü Dairesi’ne yansıyan bir uyuşmazlıkta davacı tarafından Kod 2 ve Kod 5 listelerine alınma işleminin iptali istemine karşı açılan davada mahkemece yürütmenin durdurulması kararı verilmiştir. Davacı da ilgili vergi dairesine başvurarak mahkemenin verdiği yürütmeyi durdurma kararı doğrultusunda Kod 2 ve Kod 5 listesinden çıkarılmasını istemiştir. Ancak idare davacının bu talebini yerine getirmemiş ve esas hakkında verilecek karar üzerine bu talebinin yeniden değerlendirileceğini belirtmiştir. Bunun üzerine davacı tarafından yargı kararına rağmen idare tarafından Kod listelerinden çıkarılmaması suretiyle zarara uğranıldığı ileri sürülerek 100.000 TL maddi, 100.000 TL manevi olmak üzere tazminat istemiyle idare aleyhine vergi mahkemesinde dava açılmıştır.

Mahkeme davacının maddi tazminat talebiyle ilgili olarak maddi tazminatın, hesaplanma yöntemiyle ulaşılan ve gerçek zararın tazmin edilmesi amacına hizmet eden bir hukuksal talep hakkı olduğunu belirtmiş, maddi zararın varlığı ve bunun tutarı açık olarak ortaya konulmadan maddi tazminatın belirlenemeyeceği dolayısıyla bu tutarda zarara uğranıldığı hususu somut olarak belgelerle kanıtlanamadığı gerekçesiyle davacının maddi tazminat istemini reddedilmiştir.

Mahkeme davacının manevi tazminat istemiyle ilgili olarak ise hukuka aykırı idari işlemler sebebiyle manevi bir zarardan söz edilebilmesi için öncelikle ilgilinin kişisel varlık ve haklarına hukuka aykırı ağır bir saldırıda bulunularak kişinin fizik yapısının zedelenmesi yaşama ve kazanma gücünün azalması sonucunu doğuran olayların meydana gelmesi veya bu tür bir işlemde ya da eylem sonucunda ağır bir elemin duyulmuş olması ya da kişinin şeref ve haysiyetinin zedelenmesi gerektiğini belirtmiş, yargı kararına rağmen davacının kod listelerinden çıkarılmaması suretiyle şirketin ticari itibarının zedelendiğini, şirket temsilcisi ve ortaklarının ağır bir elem duyduklarını kabul etmiştir.

Bu noktada tazminatın miktarı ile ilgili olarak ise manevi tazminatın yaşanan bir acının veya duyulan bir elemin bir nebzede olsa tatmin edilmesi amacına yönelik olduğu, hiçbir şekilde zenginleşme amacı gütmeyeceğinden olayın ve durumun niteliği, zarar görenin kişiliği gibi unsurların değerlendirilmesi sonucu mahkemece takdir edileceği belirtilerek 100.000 TL manevi tazminat isteminin, 95.000 TL’sini reddetmiş, 5.000 TL’sini ise kabul etmiştir. Mahkemenin verdiği bu karar ise Danıştay Üçüncü Dairesi’nce onanmıştır(6).

III- SONUÇ 

Hukuk devletinde yargı kararlarına uygun hareket edilmesi Anayasal ve yasal bir zorunluluktur. Hukukun üstünlüğü ve güvenilirliğini sağlamak için idarenin mahkeme kararlarına uygun hareket etmesi gerekmektedir. Aksi takdirde idarenin mahkeme kararına uymaması sonucu aleyhine tazminat davası açılabilecektir. Açılacak tazminat davası sonucu mahkemelerce hükmedilecek tazminatın miktarı ile ilgili olarak yasal mevzuatımızda herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Maddi ve manevi tazminata takdir yetkisi hakimin takdirindedir. Ayrıca mahkemelerce maddi tazminat talebi reddedilse bile manevi tazminat talebi kabul edilebilmektedir. Bu da bize maddi ve manevi tazminat taleplerinin mahkemelerce ayrı ayrı değerlendirilerek birbirinden bağımsız hüküm kurabildiklerini göstermektedir.

*          Danıştay 3. Daire Tetkik Hakimi

(1)         Turgut CANDAN, İdari Yargılama Usulü Kanunu, Maliye ve Hukuk Yayınları, Ankara 2005, s. 623

(2)         Dn. 10. D.’nin, 31.12.2007 tarih ve E.2005/6767, K.2007/6696 sayılı Kararı.

(3)         Diğer sorumluluk türleri ise cezai sorumluluk ve siyasi sorumluluktur. Cezai Sorumluluk: Yargı kararlarının uygulanmaması ya da geç uygulanması idare ajanının cezai sorumluluğuna yol açar. Bu sorumluluk için yargı kararının yerine getirilmemesinin doğrudan memurun fiilinden kaynaklandığının ispatlanması gerekir. Örneğin idare ajanının görevi ihmal etmesi ya da görevi kötüye kullanması şeklinde oluşabilir. Celal KARAVELİOĞLU, İdari Yargılama Usulü Kanunu, Top-Kar Matbaacılık, Akçaabat 1994, s. 710; Siyasi Sorumluluk: Yargı kararının yerine getirilmemesi hükümetlerin siyasi sorumluluğuna neden olur. Siyasal sorumluluk meclisin güvenini kaybeden hükümetin meclis tarafından görevine son verilmesi anlamına gelir. Anayasamız siyasi sorumluluğa gidebilme yöntemini gensoru olarak belirlemiştir. Ramazan ÇAĞLAYAN, İdari Yargı Kararlarının Sonuçları ve Uygulanması, Asil Yayın Dağıtım, Ankara 2004, s. 313

(4)         Dn. 5. D.’nin, 14.05.2010 tarih ve E.2008/4731, K.2010/3198 sayılı Kararı.

(5)         Dn. 10. D.’nin, 28.09.2007 tarih ve E.2005/8187, K.2007/4439 sayılı Kararı.

(6)         Dn. 3. D.’nin, 26.05.2010 tarih ve E.2007/4267, K.2010/1716 sayılı Kararı.



Bu haber 4,091 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.








    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,998 µs