Altında neler oluyor?

Sarı metalde son 30 yılın en sert iki günlük kaybının andından 'altın daha ne kadar düşer tartışmaları' başlarken, bazı kesimler altının geldiği seviyeyi alım fırsatı olarak değerlendiriyor.

 Altın 1983'ten bu yana en sert iki günlük düşüşünü kaydetti. Fiyatlar geçtiğimiz iki günde toplam yüzde 14 düştü ve son 30 yılın en hızlı kaybını gerçekleştirdi. Bu tarih kayıp sonrasında altın daha ne kadar düşer tartışmaları başlarken, bazı kesimler altının geldiği seviyeyi alım fırsatı olarak değerlendirdi. Asya'daki bazı merkez bankaları bu seviyeden alım yapabileceklerini bildirirken, ünlü yatırımcı Mark Faber altın bulunduğu düzeyde alım yapılabileceğini söyledi. Bu arada, dünyanın en büyük altın tüketicileri Hindistan ve Çin'de altın takıya hücum edildiği belirtiliyor. 

Spot altın dün ons başına 1.321,95 dolar ile Ocak 2011'den bu yana en düşük seviyesine indikten sonra toparlandı ve ons başına 1.386 dolara çıktı. Böylelikle altın dün gün içinde yüzde 2.6 değer kazandı. Son iki gün içinde altında 230 dolarlık kayıp yaşandı. Fiyatlar iki günde toplam yüzde 14 düştü ve son 30 yılın en hızlı kaybını gerçekleştirdi. Altında sert düşüş merkez bankaları arasında, yatırımları artırmak için doğru zaman mı tartışması başlattı. Bloomberg'in haberine göre Sri Lanka Merkez Bankası Başkanı Ajith Nivard Cabraal, düşen fiyatların, ülkelerin altın rezervlerini artırması için bir fırsat olduğunu ve ülkesinin daha fazla altın alımını değerlendireceğini kaydetti. Cabraal, fiyat düşüşleriyle ilgili olarak, "Daha yüksek miktarda alım yapıp rezervimizde tutma fırsatı ilginç olabilir" dedi. Kore Merkez Bankası ise, altın fiyatlarındaki keskin düşüşün büyük bir endişe kaynağı olmadığı olmadığını çünkü altın alımının döviz rezervlerinin çeşitlendirilmesine yönelik uzun vadeli bir stratejinin parçası olduğunu kaydetti. Avustralya Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Guy Debelle, altının aslında "içsel değerinin" olmadığını kaydetti. Debelle, "Altın genellikle yüksek bir fiyata sahip çünkü insanlar, diğer insanların altının bunu hakettiğine inandığını düşünüyor" yorumunu yaptı. Diğer yandan Güney Afrika Merkez Bankası, fiyatlardaki düşüşü 'aşırı kaygı uyandırıcı' olarak niteledi. Bankanın Başkanı Gill Marcus, rezerv politikalarında fiyat düşüşüne göre bir ayarlama yapmayacaklarını bildirdi. 

 

Londra merkezli Dünya Altın Konseyi'ne göre, merkez bankaları madenlerden çıkarılmış tüm altının yaklaşık yüzde 19'unu tutuyor ve geçen yıl, bu varlıklarını 1964'ten bu yana en hızlı oranda artırdılar. Altın, 2001'den bu yana yüzde 409 yükseldi, şu an ise Eylül 2011'de gördüğü rekor seviyesinin ise yüzde 29 altında. Ancak enflasyon hesaba katıldığında 1980'deki 850 dolarlık zirve bugünkü fiyatlarla 2.423 dolar anlamına geliyor. Federal Bank of Minneapolis'in bu verisine göre, altın fiyatları 2011'deki zirvesinin yüzde 26 üzerinde. 

 

Faber: Alım için uygun zaman 

 

Analistler arasında da bölünme var. Altının düzeltmeye ihtiyacı olduğunu savunan ünlü yatırımcı Jim Rogers, geçtiğimiz hafta ayı piyasasına giren değerli metalin henüz yeterince düşmemiş olmamasından ötürü alım yapmadığını söyledi. Altındaki bu hareketin, değerli metalin ihtiyacı olan düzeltme olabileceğine dikkat çeken Rogers, külçe altının önümüzdeki onyılda daha yükseğe tırmanacağı tahminini tekrarladı. Singapur'da konuşan Rogers, belirli bir seviye vermeden, "Yeterince düşerse altında alıma geçerim" dedi.

Altında beklenen geri çekilmenin nihayet geldiğini belirten Mark Faber ise artık sarı metal için alım fırsatı doğduğuna dikkat çekti. Ekonomik belirsizlik içinde merkez bankalarının her şeyi mümkün kıldıklarını dile getiren ünlü yatırımcı altında yaşanan düşüşün önemli bir fırsat yarattığına vurgu yaptı.Faber, 1.300 dolara kadar geri çekilmenin devam edebileceğini fakat altının hali hazırda boğa piyasasında kalacağını savundu. 

 

Hindistan ve Çin'de takıya hücum 

 

Sarı metaldeki tarihi kayıp Asya'daki tüketiciyi de harakete geçirdi. Her ne kadar bazı kişiler fiyatların daha düşüp düşmeyeceğini görmek isterken, cumadan bu yana yaşanan yüzde 12'lik kayıp, küresel altın tüketiminin üçte birinden fazlasını gerçekleştiren Hindistan ve Çin'de altına hücum başlattı. Altın fiyatları şu an Eylül 2011'deki zirvesinin 500 dolar altında ve Asyalı tüketici için cazip bir seviyede. Chennai'deki bir kuyumcu Reuters'a yaptığı açıklamada, geçen haftadan bu yana dükkanına gelen kişi sayısının ikiye katlandığını, karı azalmasına karşın satış hacminin önemli miktarda arttığını söyledi. Hong Kong'da altın mücevher ve takı satışlarında önemli artış meydana geldiği bildiriliyor. Pekin'deki Jingyi Gold firmasının yetkilisi Liu Yu Ning, fiziksel altın satışlarının pazartesi günü, günlük ortalama olarak bakıldığında geçen haftaya göre yüzde 60-70 arttığını ifade etti. Geçtiğimiz hafta mücevherlerini elden çıkarmak için kuyrukların oluştuğu Japonya'da ise dün alıcı sayısının, altın satanların sayısını geçtiği ifade ediliyor.