Kadın olmak önce cesaret gerektirir. Dünyaya kadın olarak gelmişsen, iki misli çalışman, iki misli didinmen, iki misli adam olduğunu göstermen gerekir.
Cennet anaların ayakları altında derler ama doğumda iki haykırsan acıdan, "ayıp (!) ne var bu kadar(!) der, sustururlar
Kadın hanım olmalıdır. Nerede konuşup, nerede susacağını bilmelidir.
Haddini bilmelidir.
Kocası onu sever de döver de. Ses çıkarmamalıdır. Aldatılabilir, mühim değildir, evinde kocasını beklemelidir. Kocası erkektir yapar, o yaparsa namussuzdur, öldürmek bile gerekebilir (!)
Kız çocukları daha erken eve dönmek zorundadır, hatta hiç çıkmasa daha iyidir.
Kardeşleri oynarken, o evde kalıp, yemek pişirir, el işi yapar, ödevini bitirir. Başarılı olmak zorundadır, yoksa okuldan alırlar, evlendirirler. Sanmayın ki sevdiğine varır, birkaç kilo altına, arsasına, tapusuna yitip, gider. Sosyetede de sanmayın durum farklıdır, dünyanın en çirkini de olsa ailesi para için onu da başka bir değere satar, zengini fakiri bu ülkede kadın denince birleşir.
İş hayatında kadın olunca başarılı; hemen ödül verirler
Belki o işi yapan pek çok erkek vardır ama tüm o mobbinge, özel hayatı ihlale, kırıştırmalara karşı dik duruşlara, yine de ayakta kalmış olmaya ödül verirler.
Bir kadın yükseliyorsa patronun yanında, "kesin patronla, müdürle, yönetmenle beraber diye damgayı yapıştırıverirler. Çünkü bu ülkede kadının başarılı olmasına imkan vermezler.
Türkan Şoray gibi dünya çapında oyuncu olsan "Rüçhan Adlının varlığı olmasa yitip, giderdi" diye hemen arkasına bir erkek eklerler.
Tansu Çiller gibi ilk Türk kadın başbakanı olsan, Amerikalılar getirdi derler
Kürt derler, Alevi, Yahudi, türbanlı, sosyete, anası-babası zengin derler, şımarık derler, bir çocuğu bile olmadı, evde kaldı derler, kadına her şeyi derler, başarılı olmasın da ne olursa olsun derler
Çocuğunuza kızdıklarında ilk size, anasına küfrederler, sonra bacısına da küfrederler; ilk akıllarına gelen de inanır mısınız bu küfür olur, acıtmak ve çocuğunuza da kadın düşmanlığını aşılamak için.
Başarılı erkeklerin ardındaki kadınlara da ya pasif derler ya da kocasını aldatıyor derler. Hiç bilemedeniz adam karısını aldatıyor derler, derler de evde onların da bir anası vardır onu bilmezler
Yeni Tasarıyı okumuşsunuzdur. Okumadıysanız da bir zahmet okuyun, hele hele yeni, çocuğu küçük kız ana-babaları. Bakalım bu yasalarla o el bebek gül bebek büyüttüğünüz kızlar nasıl iş bulacak bir düşünün
Ya da belki de eve kapalı devamlı alışveriş yapıp, hırsını dükkan tezgahtarlarından, manikürcülerden alan kadınlardan birini yetiştirdiğinizi anımsayın.
Çocuklarınıza daha çok vakit ayırın diye yapılan kanunlar aslında sizi bu bakış açısı ile hayattan koparmakta, birçok işyeri kadın mı erkek mi çalışan, diye sorgularken, yanıtı kadından değil ERKEKten yana kullanacaktır, kaçınılmazdır. Kanun böyle işaret ediyor. Bu sebeple bu düzenlemelere herkesten önce kız babaları müdahale etmez ise mutsuz eğitimli kadın sayımız bugünün altı misline çıkacaktır. Son dönem erkek egemen ortamlarda hayli popüler bir fıkra var, size onu yazarak bir kez daha kadınlar üzerine gülmenizi değil düşünmenizi istiyorum.
Efendim iki arkadaş yıllar sonra birbirlerine rastlar; "Ooooo Ahmetciğim,nasılsın? Ne yaptı senin kız çok çalışkandı? diye sorar. Ahmet: "Valla Metinciğim ben de, kız da pek iyiyiz. Kız bir şirkete girdi, pek muvaffak oldu. Patronu yanından ayırmıyor, devamlı iş seyahatindeler, sabahlara kadar çalışıyor. Bir dediğini iki etmiyor patron, arabası son model, şimdiler de yeni bir evi de oldu, çok şükür emekler boşa gitmedi
Eee, sen anlat Zeynep kızım ne yapıyor? O da muvaffak oldu inşallah?
Metin:"Valla Ahmet Ağabey, ben senin gibi süslü anlatamıyorum ama bizimki de senin kız gibi o yolun yolcusu oldu (!)
Yorumlar
+ Yorum Ekle