Yeşil karta kırmızı kart zaten gösterilemezdi

1 Kasım 2008 10:38 tsi
Sosyal güvenlik uzmanları Ali Tezel ve Resul Kurt da NTVMSNBC’ye yaptığı değerlendirmede yeşil kartla ilgili yasada kriterlerin belli olduğunu, bunun dışına çıkılmasının hukuka uygun olmayacağını belirtti..

Yeşil karta kırmızı kart zaten gösterilemezdi
YASEMİN ARPA
NTV-MSNBC

Adana Valisi Atış’ın, polise taş atan çocukların ailelerinin yeşil kartlarını iptal edeceği açıklaması taraftar bulmayınca geri adım atıldı. Uzmanlar yeşil kartla ilgili yasa nedeniyle, “Valinin önerisi zaten uygulanamazdı” dedi.

Adana Valisi İlhan Atış’ın sözlerine Diyarbakır Valisi ve Milli Eğitim Bakanı’ndan destek gelmemişti. Milli Eğitim Bakanı Çelik, “Sağlık meselesini başka şeyle karıştırmamak lâzım” derken, Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu ” Vatandaşımız fakirse iş güç sahibi yapacağız, yeşil kartını da ilacını da vereceğiz. Vatandaşımızı bu istismar odaklarının eline yem etmeyeceğiz” değerlendirmesini yaptı. Sosyal güvenlik uzmanları Ali Tezel ve Resul Kurt da NTVMSNBC’ye yaptığı değerlendirmede yeşil kartla ilgili yasada kriterlerin belli olduğunu, bunun dışına çıkılmasının hukuka uygun olmayacağını belirttiler. Tezel’e göre, “Herhangi bir sosyal güvenlik kapsamında olmayan ve aylık gelirleri de asgari ücretin üçte birinden az olan vatandaşlarımız yeşil kart için başvuru yaparlar ve kendilerine de bu durumları araştırılıp teyit edilmek kaydıyla yeşil kart verilir. Bunun dışında başka bir kriter de yok”. Resul Kurt da Tezel’le aynı noktaya vurgu yaparak. “Yeşil kartta kriterler belli” dedi. 

“DEVLETİMİZİN SAĞLADIĞI BÜTÜN İMKANLARI KESECEĞİZ”
Adana Valisi İlhan Atış, yasadışı gösterilere katılıp polise taş atan çocukların ailelerine Kabahatler Kanunu’na göre 100 YTL ve üzeri para cezası kesileceğini, kömür yardımı yapılmayacağını, varsa yeşil kartlarının iptal edileceğini açıklamıştı. Yasadışı gösterilerde yer aldığı tespit edilen 450 çocuğun aileleri hakkında yasal işlem başlatıldığını bildiren Vali Atış, “İl İdare Kanunu’nun bana verdiği yetkiye dayanarak tespit ettiğimiz ailelerin yeşil kartını iptal ederek çocuğuna sahip çıkmasını sağlayacağız. Devletin koyduğu kurallara vatandaşlarımız uymak zorunda. Bunu ailelere tehdit olarak değil, çocuklarına bakmak zorunda olduklarını hatırlatmak için yapacağız. Devletimizin sağladığı bütün imkanları keseceğiz. Babalar kahvehanede zaman geçireceklerine çocuklarının kolundan tutup okula götürmesini istiyoruz. Analarımızın yüreğinin yanmasını istemiyoruz” demişti.

Adana Valisi İlhan Atış’ın çocuklarını korumayan ailelerin yeşil kartlarının iptal edileceğini açıklamasına Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve Diyarbakır Valisi karşı çıktı. Milli Eğitim Bakanı Çelik’in konuya ilişkin değerlendirmesi şöyle oldu:

SAĞLIK MESELESİNİ BAŞKA ŞEYLE KARIŞTIRMAMAK LÂZIM
Bunu doğru bulmuyorum, bunu kesinlikle doğru bulmuyorum. Yani bir çocuğu bir anne baba bir ebeveyn elbette çocuğuna sahip çıkması lâzım, elbette çocuğunun yanlış işler yapmasına mani olması lâzım. Ama sağlık meselesini başka şeyle karıştırmamak lâzım. Bunu kesinlikle tasvip etmiyorum, sadece ben değil, bunu hükümetimizin de tasvip etmediğini biliyorum.

Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu da Adana Valisi’nden farklı düşündüğünü açıkladı:

VATANDAŞIMIZI İSTİSMAR ODAKLARINA YEM ETMEYECEĞİZ
Vatandaşımız her türlü istismar vasıtasıyla istismar edenlerin istismar vasıtalarını ellerinden alacağız. Okumak isteyen çocuğa şartlı nakil vereceğiz. Vatandaşımız fakirse onu bir iş güç sahibi yapıncaya kadar gıdasını da vereceğiz, kömürünü de vereceğiz, çoluğuna çocuğuna da sahip çıkacağız, yeşil kartını da ilacını da vereceğiz. Vatandaşımızı bu istismar odakların eline kurda kuşa asla yem etmeyeceğiz

Yeşil kart alabilmek için özel kanunda iki şart arandığını sosyal güvenlik uzmanı Ali Tezel, “Sosyal güvenlik kapsamında olmayacaksınız, ikinci olarak da aylık geliriniz asgari ücretin üçte birinden az olacak. Üçüncü bir kriter yok” dedi. Tezel’in NTVMSNBC’ye yaptığı değerlendirme şöyle:

YEŞİL KART VERMENİN KRİTERLERİ KANUNDA YAZILI
Kamuoyunda bilinen adıyla Yeşil Kart Kanunu’nda (Ödeme Gücü Olmayanlara Sağlık Yardımı Yapılması Hakkındaki 3816 sayılı Kanun) diyor ki: Herhangi bir sosyal güvenlik kapsamında olmayan ve aylık gelirleri de asgari ücretin üçte birinden az olan vatandaşlarımız yeşil kart için başvuru yaparlar ve kendilerine de bu durumları araştırılıp teyit edilmek kaydıyla yeşil kart verilir. Bunun dışında başka bir kriter de yok. Yani, birincisi; Sosyal güvenlik kapsamında olmayacaksınız, ikinci olarak da aylık geliriniz asgari ücretin üçte birinden az olacak. Üçüncü bir kriter yok. Şimdi Vali’nin bu açıklamasından sonra olur mu, olmaz mı göreceğiz. Kural koyma, kanun yapma erki sadece TBMM’ye aittir. Kişiler kural koyulması konusunda öneride bulunabilirler ama kendi değerlendirmelerini kanunmuş, kuralmış gibi uygulayamazlar. Bu suç işlemektir.

ADLİ ARAŞTIRMA MI YAPILACAK?
Şimdiye kadar tapu ve vergi kayıtlarına bakılıyordu. Kişinin geliri ile ilgili araştırmalar yapılıyordu. Ceza durumuyla ilgili adli araştırma yapılmıyordu.Valiliğin bu tavrıyla en azından Adana Valiliği adli araştırma yapacak anlamına geliyor. Bunun önü alınmazsa diğer valiliklere de sirayet eder. Valiliklerin bu tip uygulamaları hukuk devletine dinamit atmak anlamına gelir. Sosyal hukuk devletindeki “sosyal” kelimesinin altını Sosyal Güvenlik reformuyla dinamitledik. Hukuk devletinin altını da bu uygulamayla dinamitlemiş oluruz.

ÇOCUĞU TAŞ ATANLARIN EMEKLİ AYLIKLARINI DA KESELİM...
Valinin bu düşüncesini başlangıçta doğruymuş, olması gerekirmiş gibi görenler olabilir. “Hem devlete taş atacaksınız, hem de sağlık kartını kullanacaksınız, yapılmaması gerekir” diye düşünülebilir. Eğer bu işe böyle başlarsak, yani kanunsuz kuralsız bir şekilde bundan böyle polise taş atan çocukların anne babasına yeşil kart vermeyeceğiz diye başlarsak, sonrasında çocuğu taş atanların emekli aylıklarını da keselim, devlet memurluğundan çıkaralım, hatta işten atalım diye gider.

VALİNİN BÖYLE BİR YETKİSİ YOK
Cezanın şahsiliği ilkesi var. Suçu kim işlemişse cezasını o çeker. Çocuklarının terörist olmasını bir ailenin isteyebileceğini sanmıyorum. Velev ki böyle bir şey istemiş olsalar dahi bunun cezası kanunlarda yazan cezalardır. Asla kanunda yazılı olmayan bir cezayı vatandaşlara uygulama konusunda valinin böyle bir yetkisi yoktur. Böyle bir yetkiyi kullanamaz. Eğer devlet isteseydi, TBMM böyle bir kural koyardı, vali böyle bir kural koyamaz.

37 MİLYON KİŞİ YEŞİL KARTLI OLACAK
Yeşil karttan şu anda 10 milyondan fazla vatandaşımız yararlanıyor. Şu anda yeşil kartlı sayısı 10 milyonu aşmış durumda. Önümüzdeki günlerde, sosyal güvenlik reformu kapsamında 37 milyonu aşkın vatandaşımızın da yeşil kart almak üzere kaymakamlıklara gönderileceği Kurum’un genelgesi ile açıklandı. Sosyal güvencesi olmayan tüm köylüler, sosyal güvencesi olmayan tüm işsizler, onların aileleri Sosyal Güvenlik Kurumu’na GSS kapsamında başvurmak istediklerinde kurum onlara diyecek ki, “kaymakamlıklara gidin yeşil kart başvurusunda bulunun” denilecek.

Resul Kurt (Sosyal Güvenlik Uzmanı):
ORADAKİ İNSANLARIN KOŞULLARINA İYİ BAKMAK LÂZIM
Bu hukuka uygun değil. Yeşil kartta kriterler belli. Belli bir miktarın altında geliriniz olması gerekiyor. İyi tartmak lâzım. Yeşil kartla ilgili başvuru yapılırken herhangi bir güvenlik soruşturması yapılmıyor. Terör olayına karışanların içinde yeşil kartlı varsa onlar ayıklanmak isteniyor. Sistem olarak hukuki değil. Oradaki insanların koşullarına iyi bakmak lâzım.

Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanun:
Madde 1- Bu Kanunun amacı, hiç bir sosyal güvenlik kurumunun güvencesi altında olmayan ve sağlık hizmetleri giderlerini karşılayacak durumda bulunmayan Türk vatandaşlarının bu giderlerinin, Genel Sağlık Sigortası uygulamasına geçilinceye kadar Devlet tarafından karşılanması ve bu hususta uyulacak usul ve esasların belirlenmesidir.
Kapsam:
Madde 2- Bu Kanun; hiçbir sosyal güvenlik kurumunun güvencesi altında bulunmayan ve bu Kanunun öngördüğü usul ve esaslar çerçevesinde belirlenecek aylık geliri veya aile içindeki gelir payı 1475 sayılı İş Kanunu’na göre belirlenen asgari ücretin vergi ve sosyal sigorta primi dışındaki miktarının 1/3’ünden az olan ve Türkiye’de ikamet eden Türk vatandaşlarının;
a) Türkiye’deki yataklı tedavi kurumlarında yatarak görecekleri tedavi hizmetlerini ve her türlü masraflarını,
b) Tedavi hizmetlerini verecek kurum ve kuruluşları kapsar.

  

Bu haber 1,953 defa okundu.