Seçimden sonra sıcak para politikası değişebilir

29 Kasım 2010 08:55 tsi
HÜKÜMETİN verdiği sinyaller, uyguladığı sıcak para politikasında değişikliğe gidebileceğini gösteriyor.

Seçimden sonra sıcak para politikası değişebilir

Erdal SAĞLAM

 esaglam@hurriyet.com.tr


HÜKÜMETİN verdiği sinyaller, uyguladığı sıcak para politikasında değişikliğe gidebileceğini gösteriyor.

Ancak bu değişikliğin seçimden önce olması çok zor. Haziran ayında yapılacak seçimlerden sonra Hükümetin sıcak paraya karşı ciddi önlem alması ise gündeme gelebilir.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Lübnan’dan yaptığı “Sıcak para akışını kontrol altına almak şart. Bunu kontrol dışında tutarsanız ondan sonra siz kontrole girersiniz. Sizin durumunuz felaket olur” yönündeki açıklama üzerine, bazı iktidar partisi bakan ve yöneticilerinin eteklerindeki taşları döküp, sıcak para politikasına karşı önlem almak gerektiğini söylediklerine şahit olduk.
Bu açıklamalara karşın piyasaların bu konuda kafaların bir hayli karışık olduğunu görüyoruz. Konuştuğumuz bankacılar, sıcak paraya karşı hükümetin önlem alıp almayacağını pek kestiremiyorlar. Seçime kadar kimse ek bir önlem beklemiyor ama seçim sonrası için, çok önemli olmasına rağmen bankacıların bu konuda bir tahmini bulunmuyor.
Bu belirsizliğin en önemli nedeni ise Başbakan Tayip Erdoğan’dan aynı konuda, birkaç ay arayla gelen tam tersi açıklamalar. Başbakan’ın 1-2 ay önce kendilerini şaşırtarak, “Değerli TL iyidir, Türkiye’nin gücünü gösterir” dediğini, bunun üzerine sıcak paranın daha yoğun girdiğini hatırlatan bir bankacı, “Şimdi yapılan açıklama ise bunun tam tersi, hangisine inanacağız” diyor. Başbakanın bir ay sonra aynı konuda ne diyeceğini, seçimden sonra ne diyeceğini bilemediklerini, öngöremediklerini kaydeden aynı bankacı, bu nedenle, şimdiden sıcak para konusunda seçim sonrası için bir tahmin, dolayısıyla hesap yapılamadığını söyledi.
Başbakanın bu açıklamasından sonra ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın yorum yaptığına şahit olmadık ama Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Başbakanın bu sözlerine hak verdiğini açıkladı. Kur savaşlarını, ihracatçı ülkelerin ne kadar zor durumda kaldığını anlatan Bakan Şimşek, “Tobin vergisi gibi bir verginin gelip gelmeyeceği” sorulduğunda ise kesin bir şey söylemekten kaçınıp, “Başbakan genel bir şeyler söylemiştir, hangi bağlamda söylediğine bakmak gerekir” diye topu ortada bıraktı.
Partinin Ekonomik İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli’nin ise sıcak paraya karşı önlem konusunda çalışmaların sürdüğünü söyledi. Gedikli’nin “Kapsamlı önlem lazım” demesi ise dikkat çekiciydi ama ne kadar belirleyici, açıkcası şüpheliyim..

SAĞLIKLI TARTIŞMA ORTAMI KALMADI

İktidar partisi dışında sıcak para konusunda görüş belirten neredeyse tek kişi olan Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, geçen hafta Başbakanın bu açıklaması üzerine yine, “öteden beri sıcak paraya karşı önlem alması gerektiğini söylediğini” hatırlattı.
Peki, “Hükümetin kafasında gerçekten bir plan var mı?” derseniz, buna kimse ihtimal vermiyor. Bir bankacı, “Bence Başbakanın kafasında bir şey oluşmuş değil, tartışılsın ve hazır öneriler gelsin istiyor” dedi. Başbakanın daha önce çeşitli vesilelerle yaptığı gibi, yine yapılacaklar konusunda kamuoyundan baskı gelmesini istediğini, “Kamuoyundan baskı geldi biz de bu önlemi aldık” diyerek, kararının sonuçlarını yumuşatmak istediği tahmin ediliyor.
Ancak kamuoyuna yansıyan haberlere de bakıldığında, sıcak para konusunda bilimsel, ciddi tartışmaların yapılamadığını, seviyeli bir akademik ortamın yaratılamadığı da açık. Bu konudaki görüşlerine başvurduğumuz bazı iktisatçılar ise bürokraside bu tartışmayı bilimsel olarak yapacak kadroların zaten kalmadığını belirtirken, zaten insanların bir görüş açıklamaktan da artık çok çekindiğini hatırlattılar. TÜSİAD, TOBB gibi işalemi kuruluşlarının, akademik çevrelerin “Hükümete ters bir şeyler söylersek başımız belaya girebilir” diye, referandumun de etkisiyle artık konuşmadıklarına işaret eden aynı iktisatçı, “Konuşanlar da ya göze girmek için Başbakan ne derse destekleyen bürokrat ve akademisyenler, ya da ne olur ne olmaz diye ortadan konuşmayı tercih edip, ciddi görüş belirtmeyen, belirtemeyen akademisyenler” dedi.
Bu nokta gelecekti; yıkım için kurduğunuz ekip ve iklim, yeni bir inşa için yeterli olamaz...

Bu haber 1,972 defa okundu.