En Sıcak Konular

Azalan genç nüfus sosyal güvenliği tehdit ediyor

6 Haziran 2012 09:36 tsi
Azalan genç nüfus sosyal güvenliği tehdit ediyor Türkiye'de doğurganlığın azalması, yıllık nüfus artış hızındaki düşmeyle birlikte ortalama yaşam süresinin uzaması, her geçen yıl yaşlı nüfusun artmasına neden oluyor.

Azalan genç nüfus sosyal güvenliği tehdit ediyor

Haber 7

Türkiye'de doğurganlığın azalması, yıllık nüfus artış hızındaki düşmeyle birlikte ortalama yaşam süresinin uzaması, her geçen yıl yaşlı nüfusun artmasına neden oluyor.

 Yaşlı nüfusun artması ise sosyal güvenliği tehdit ediyor.

Halen nüfusun yüzde 7'sini oluşturan yaşlı nüfusun payının 2023 yılında yüzde 11'e, 2050 yılında ise yüzde 21'e yükseleceği tahmin ediliyor.

Yaşlı nüfustaki olası artış, akıllara ''yaşlıların finansmanı'' sorununu getiriyor. Bugün çalışma çağındaki her 10 kişi 1 yaşlıya bakarken, yaşlı nüfustaki bu artışın sonucu olarak, 2050 yılında çalışma çağındaki her 3 kişinin 1 yaşlıya bakmak durumunda kalacağı öngörülüyor.

''Her 5 kişiden 1'i yaşlı olacak''

Türkiye'de nüfusun yaşlanması ve bu durumun sosyal güvenlik sistemine olası etkilerini AA muhabirine değerlendiren Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dr. Mehmet Ali Eryurt, Türkiye'nin yaşamakta olduğu demografik dönüşüm sürecinin en önemli iki unsurunun doğurganlık düzeyindeki azalma ve ortalama yaşam beklentisindeki artış olduğunu söyledi.

Nüfusun büyüklüğünden ve yapısından en çok etkilenecek alanlardan birisinin sosyal güvenlik sistemi olacağına dikkati çeken Eryurt, doğurganlığın azalmasının kısa vadede çocuk nüfusun, orta ve uzun vadede ise çalışma çağı nüfusunun azalması sonucunu doğuracağını anlattı

Eryurt, ölüm hızlarının azalmasının bir sonucu olarak da ortalama yaşam süresi beklentisinin artacağını ve yaşlı nüfusun hem sayısal hem de oransal olarak artacağını ifade etti.

65 ve üzeri yaştaki nüfusun toplam nüfus içindeki payının halen yüzde 7 civarında olduğuna dikkati çeken Eryurt, bu oranın 2023 yılında yüzde 11, 2050 yılında da yüzde 21 seviyesine kadar yükseleceğini, başka bir deyişle içinde bulunduğumuz yüzyılın ortalarında Türkiye'de her 5 kişiden 1'inin ''yaşlı'' olacağını söyledi.

''Sigortalılar arasında denge bozulacak''

Bu öngörüler altında çalışma çağındaki her 100 kişiye düşen yaşlı sayısı olarak ifade edilen ''yaşlı bağımlılık'' oranlarının da değişeceğine işaret eden Eryurt, ''Günümüzde çalışma çağındaki 10 kişi 1 yaşlıya bakar iken, 2050 yılında çalışma çağındaki 3 kişi bir yaşlıya bakmak durumunda kalacaktır'' diye konuştu.

Nüfusun yaş kompozisyonundaki bu değişimin, çalışan ve sosyal sigorta primlerini ödeyen aktif sigortalılarla emekli olarak çalışma yaşamından ayrılan pasif sigortalılar arasındaki dengeyi bozacağını belirten Eryurt, şöyle devam etti:

''Mevcut haliyle genç bir nüfus yapısına sahip olan Türkiye, aktif/pasif oranı açısından kendisini avantajlı kılan bir yaş kompozisyonuna sahiptir. Çalışma çağındaki her 10 kişi başına 1 yaşlı düşmektedir. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu'nun rakamlarına göre 2010 yılı itibarı ile aktif/pasif oranı 1,84'tür. Bu farklılık, çalışma çağındaki her iki kişiden birisinin çalışmıyor olması, çalışanların önemli bir kısmının kayıtdışı çalışması gibi aktif sigortalı sayısını düşüren ve özellikle geçmişte erken yaşta emekli olunması nedeniyle pasif sigortalıların sayısını artıran faktörlerden kaynaklanmaktadır.

Önümüzdeki 20-30 yıllık süre içinde Türkiye;nin genç bir nüfusa sahip olmasından kaynaklanan demografik fırsat penceresi ortadan kalkacaktır. Bugün çalışma çağındaki 10 kişi 1 yaşlıya bakarken 2040-2050 yıllarında doğurganlığın arttığı senaryoya göre 4, azaldığı senaryoya göre ise 3 çalışan kişi bir yaşlıya bakacaktır.''

''İdeali 4'e 1''

Mehmet Ali Eryurt, gerekli tedbirlerin alınmaması durumunda, bugün 1,84 olan aktif sigortalı/pasif sigortalı oranının gelecekte çok daha vahim bir duruma geleceğini savundu ve dünyada 4 aktif sigortalının 1 pasif sigortalının maaşını ödediği bir sistemin ''ideal'' olarak kabul edildiğini kaydetti.

Aktif/pasif oranının makul düzeylere çekilmesinin çalışma çağındaki nüfusun mümkün olan en yüksek oranda istihdama katılmasına ve kayıtdışı istihdamın önlenmesine bağlı olduğunu belirten Eryurt, ''2010 yılı itibarı ile nüfusun yüzde 17'si yani her 5 kişiden 1'i sosyal güvenlik kapsamı dışındadır. Bir yandan sosyal güvenlik sisteminin finansal açık vermemesi için gerekli tedbirlerin alınması gerekirken, öte yandan da sosyal güvenliğinin kapsamının genişletilmesi gerekmektedir'' dedi.



Bu haber 1,249 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.








    BİZE ULAŞIN: info@resulkurt.com
    TWİTTER/resulkurt34

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,049 µs