İstanbul sokaklarında ithal hayatlar
14 Ekim 2012 09:33 tsi
Çinli işportacı, Senagalli saatçi, ekvadorlu müzisyen... İstanbul sokaklarında yeni bir hayatın peşindeler. Ama işleri oldukça zor.
İstanbul sokaklarında ithal hayatlar
Hürriyet
Demet CENGİZ BİLGİN
Çinli işportacı, Senagalli saatçi, ekvadorlu müzisyen... İstanbul sokaklarında yeni bir hayatın peşindeler. Ama işleri oldukça zor.
TAŞI toprağı bir kez altın ilan edilmiş bir şehir İstanbul. Yüzyıllarca bağrını kimlere açmadı ki
Anadoluda bir umut arayanların bavulu eline kapıp geldiği bir durak oldu. Kimi hamal kimi işportacıydı başlarda
Şimdi hava kararınca İstanbulun simgelerinden Galata Köprüsü ve civarında renkler çeşitleniyor. Afrikadan, Ekvadordan, Çinden gelen işportacılar, İstanbul sokaklarında yeni hayatlarını arıyor. Eminönündeki alt geçit, akşamları Afrikalı işportacılara emanet.
Sokakta doyan sanatçılar
Karaköy, Eminönü, Sirkeciden sonra, Tünelden Taksime yürüyoruz. Bütün büyük şehirlerindeki gibi dünyayı gezen sokak sanatçıları, performanslarını sergiliyor. Çinden çıkıp boru çalarak dünyayı gezen kişi (adını söylemediği için bilmiyoruz) İstanbulda sokak hasılatının azlığından yakınıyor. İnsanların çoğu izleyip gidiyormuş, ellerini ceplerine atmadan. Zaten karın tokluğuna yaşayan sokak sanatçılarının, İstanbulda işi zor görünüyor. Bu yüzden daha kısa süre kaldıklarını söylüyorlar.
Türk dizilerinin yarattığı sempatiyle İstanbul başta Türkiyeye Arap turist akını yaşandığını bilmeyen yok. Nadir de olsa Arap dilenciler bile şehre gelmiş. Ve Arapça, İngilizce, Türkçe yazılar ile Mısırlı ünlü şarkıcı Ümmü Gülsümün şarkıları eşliğinde para toplamaya çalışan Türk girişimcilerle karşılaştık.
3 saatte ördüğü bilekliği 5 TLye satıyor
MARIA Estelina, Ekvadordan üç arkadaşıyla büyük umutlarla 5 ay önce İstanbula gelmiş. Ekvadordan getirdiği şalları; minik, oyuncakları; el örgüsü bileklikleri ve bir yığın incik, boncuğu yer tezgahında satıyor. Her birini örmek 3 saat süren bileklikleri, 5 liraya satıyor. Ekim sonunda ülkesine dönerken biriktirebildiklerini götürmek istiyor. Çok para kazanamamış ama çabalamış. Polisten korkuyor.
Keşke buralı olsaydım
SENEGALden 6 ay önce İstanbula gelen İbrahim Sow, neden Türkiyeye geldiğini bilmiyor. Sanki uluslararası çete, o esnada bir İstanbul turu yapmış ve İbrahim de mecburen o kafileye katılmış. Keşke buralı olsaydım derken bir özenmeden çok, kendi şartlarına isyan yansıyor sesine. Türkiyede insanların iyi olduğunu söylüyor ama bir taraftan da onunla bugüne kadar alışveriş yapmanın dışında konuşan tek Türk kadını olduğumu söylüyor. Emin olamayıp birkaç kez soruyor Gerçekten Türk müsün?
Koca ve ağabeyle maceraya atıldık
EKVADORLU üç müzisyen küçük bir grubu eğlendirmeyi başarıyor. Beş aylık İstanbul turlarının iki ayı geride kalmış. Martina Hvenala, kocası Germain Tanama ve ağabeyi Germain Ardlano ile birlikte bir maceraya atıldığını anlatıyor. Çolu çocuğu memlekette bırakıp, Biraz dünyayı gezip para kazanalım demişler. Ekvadorda para kazanmanın güçlüğünden yakınıyor üçlü. İstanbulun adını duyup gelmişler. Bu gürültülü ve koca şehirde daha çok turistlerden ekmek yiyorlarmış.
Bu haber 1,058 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle