Deniz bitti

23 Mayıs 2008 22:43 tsi
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, 'Sosyal Güvenlik Reformu ve İstihdam Paketi Bilgilendirme' toplantısında konuştu

25 katrilyon açığı olan bir sistem
Dünya

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, 'Sosyal Güvenlik Reformu ve İstihdam Paketi Bilgilendirme' toplantısında konuştu

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, politik ve kısır çekişmeler neticesinde, Türkiye'nin sosyal güvenlik sahasında ciddi kan kayıplarıyla karşı karşıya bırakıldığını söyledi. Çelik, "Sosyal güvenlik açıklarına baktığımız zaman 2007 yılının sonunda 56 katrilyon geliri olan kurum, 81 katrilyon giderle karşı karşıya. 25 katrilyon lira açığı olan bir sistem" dedi.

Çelik, Bursa'da sanayici, iş adamları, sendika ve sivil toplum örgütü temsilcileriyle 'Sosyal Güvenlik Reformu ve İstihdam Paketi Bilgilendirme' toplantısında bir araya geldi. 

Konuşmasında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının "70 milyonu ilgilendiren sorunlar yumağıyla boğuşan bir bakanlık olduğunu" kaydeden Çelik, göreve gelir gelmez 5 önemli konuyla karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Çelik, bu sorunlardan birinin Sosyal Güvenlik Reformu olduğunu belirterek, "İşe, bu sorunla başladık. Sosyal güvenlik sistemimizin, çağdaş, modern dünya sistemine taşınmasıyla ilgili, gecelerin gündüz olduğu, çok yoğun mesainin harcandığı bir süreç geçirdik. Bu reform 1990'lı yıllardan beri tartışılan bir reform" dedi. 

Söz konusu reformun yapılması gerektiğini vurgulayan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Çünkü, sistem adaletsiz bir sistemdi. Sistemin aktif, pasif oranı bozulmuş, sistemde ciddi yaralanmalar başlamıştı. Yoksulluğu azaltması gerekirken, özelikle BAĞ-KUR'lulara bakacak olursanız, yoksulluğu azaltan değil yoksulluğu artıran bir sistem halini almıştı. Sosyal güvenlik açıklarına baktığımız zaman 2007 yılının sonunda 56 katrilyon geliri olan kurum, 81 katrilyon giderle karşı karşıya. 25 katrilyon lira açığı olan bir sistem. Bu açıklar 1991 yılından itibaren başlamış. 1991 yılından itibaren başlayan açıklar, 2007 yılında dev bir rakama çıkmış. Yıllar, politik ve kısır çekişmeler neticesinde Türkiye maalesef her sahada olduğu gibi sosyal güvenlik sahasında da ciddi kan kayıplarıyla karşı karşıya bırakılmıştır." 

Çelik, 5 yıldır bu reformun yapılmasıyla ilgili mücadelelerini sürdürdüklerini de anlatarak, "Ama yaşanan süreçleri hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Cumhurbaşkanlığı, Anayasa Mahkemesi süreçlerinden sonra Sosyal Güvenlik Reformu netice itibariyle hükümetimiz döneminde yasalaşma imkanını buldu. 1 Ekim 2008 tarihinde de bu yasa bu reform yürürlüğe girecektir" diye konuştu. 

"Havuz bitti, deniz bitti"

Reformla ilgili çok haksız eleştirilere maruz kaldıklarını, yasanın vatandaşa yanlış anlatıldığını ifade eden Çelik, şunları kaydetti: 

"Mezarda emeklilik, mezarda emeklilik. Ben her zaman söylüyorum, ya bu ne kadar kolay iş. Biz getirelim 30-35 yaşında emekliliği, bol alkışı alalım. Önümüzde yerel seçimler var. Orada daha fazla oy alırız. Peki gelecek sene ne olacak? Havuz bitti, deniz bitti. Kim hesap verecek? Hesap verebilirlilik yok. Böyle bir mantık çok sakıncalı, tehlikeli bir mantık. 2048 yılına kadar 65 yaşı yayarak 2000 yıllarını Türkiye'nin sosyal güvenlik açısından öngörülebilir bir yıl haline dönüştürdük. Sosyal Güvenlik Yasası'ndaki olumsuz kampanyalardan bir tanesi ne yazık ki istihdam paketine tosladı. Dedik ki, 'Bakınız 65 yaş yok' dedik. 'Milletin kafasını bulandırmayın' dedik. Dediler ki, 'Hayır, acele sigortalı olun yoksa 65 yaşına çarpılacaksınız.' Çarpılmıyorsunuz. Dinletemedik. Gazeteler ağır bastı ve şimdi ne oldu? 500 binin üzerinde 18 yaş üstünde vatandaşımız geldi sigortayı tescil ettirdi. 'Telaş etmeyin, acele etmeyin' dedik, dinletemedik. Şimdi, 500 binin üzerinde bir ay içinde 18 yaş üstündeki vatandaşlarımız çalışmadığı halde sırf 65 yaş yalanından dolayı, sisteme girdiler ve şu anda da böyle bir olumsuz tabloyla bu işsiz vatandaşlarımız karşı karşıyla kaldılar. Ama çok önemli düzenlemeyi, hem ülkenin hem de insanımızın geleceğini içeren yasayı ne yazık ki yasama süreci içinde çok yanlış takdim etmeye çalıştılar. Biz de şimdi il il dolaşıp bunun böyle olmadığını anlatmaya çalıyoruz. Türkiye'nin her tarafında anlatıldığı gibi değil, anlattığımız gibi olduğunu söyleyeceğiz, özetleyeceğiz" 

 

Bu haber 1,594 defa okundu.