Dengeler yeni seviyelerde oturacak Türkiye çıkışına tekrar devam edecek
15 Temmuz 2013 09:30 tsi
Akbank GM Binbaşgil, TL'deki kaybın diğer gelişmekte olan ülkeler ortalamasından farklı olmadığını belirterek Hatta TL yüzde 5 değer kaybederken, real yüzde 10.2 değer kaybetti dedi.
Dengeler yeni seviyelerde oturacak Türkiye çıkışına tekrar devam edecek
Dünya
Akbank GM Binbaşgil, TL'deki kaybın diğer gelişmekte olan ülkeler ortalamasından farklı olmadığını belirterek Hatta TL yüzde 5 değer kaybederken, real yüzde 10.2 değer kaybetti dedi.
Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, Türkiyenin diğer gelişen piyasa ekonomilerinden negatif ayrışmadığını belirterek Dengeler yeni seviyelerde oturacak ve Türkiye çıkışına tekrar devam edecektir dedi.
Akbank Euromoneynin 2013 Mükemmellik Ödülleri kapsamında Türkiyenin En İyi Bankası seçilirken Londrada düzenlenen ödül töreni öncesinde Hakan Binbaşgil, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kriz döneminde ekonomisini ayağa kaldırmak için tedbir alan ve diğer ülkelere göre çok daha iyi bir yönetimsel performans gösteren Amerikan ekonomisinin artık büyüme trendine girdiğini ve bunun artık Fedin yavaş likiditeyi çekeceği anlamına geldiğini de anlatan Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil Amerika kontrollü bir şekilde likiditeyi geri çekecek. Amerikan 10 yıllık tahvil faizlerinin 1 puan yükseldiği bu dönemde baktığımızda Türk Lirası aslında diğer gelişmekte olan ülkelerde ayrışmadı. Bence piyasalar açısından 22 Mayıs dönüm noktasıdır. 22 Mayıs ile 9 Temmuz arasında dolar/TL yüzde 5 değer kaybederken gelişmekte olan ülkelerin ortalaması yüzde 5.2dir. Aynı dönemde Brezilyada Real yüzde 10 değer kaybetti. Kurda TL daha kötü bir performans sergiledi diyemeyiz ifadelerini kullandı.
Türkiye çıkışına devam edecektir
Binbaşgil, ekonomi yönetiminin kriz sürecini iyi yönettiğini ifade ederek Merkez Bankasının dövize yaptığı müdahalelerin temelinde volatiliteyi-dalgalanmayı engellemeyi amaçladığını ve burada stabil bir ortam sağlamak istediğini anlattı. Binbaşgil, Merkez Bankasının yapmak istediği dövizdeki aşırı dalgalanmanın önüne geçmektir. Türkiye, dünyanın bir parçası. Döviz kuruna sepet olarak bakmak lazım. Türkiye eskisi gibi çok kırılgan bir ülke değil. Ben Türkiyede bu seviyelerden çok farklı bir şey olacağını düşünmüyorum. Türkiyenin çok güçlü yönleri var. Dengeler yeni seviyelerde oturacak ve Türkiye çıkışına tekrar devam edecektir şeklinde konuştu.
Binbaşgil gelinen son durumu şu ifadelerle özetledi: Son dönemde Amerikan Merkez Bankasının likidite politikalarına ilişkin açıklamalarından özellikle gelişmekte olan ülke piyasalarının etkilendiğini görüyoruz. Bu etkilenme sadece ülkemizle sınırlı değildir, tüm dünyada bu açıklamaların etkisi görülmüştür. Son çalkantıda TLnin değerindeki ve faiz oranlarındaki değişimin diğer gelişmekte olan ülkelerden negatif ayrışmadığını görüyoruz. Son bir yılda Borsa İstanbulun ise çok daha iyi performans sergilediğini söyleyebiliriz. Ülkemizin makroekonomik göstergeleri bugün hala birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden çok daha iyidir. Türkiye güçlü ve dinamik iç pazarı, güçlü bilançolara sahip özel sektörü, mali disiplini ve sağlam bankacılık sektörü ile orta ve uzun vadeli hedeflerinde ilerlemeye ve çıkışını sürdürmeye devam edecektir. Sağduyuya ve Türkiyenin geleceğine inanıyorum. Türkiyede son 10 yılda çok olağanüstü şeyler yapıldı. Şu an Türkiyenin makro verilerinde aynı başarılı yönetimi sergilersek iyiye gideceğimize inanıyorum. Geleceğimizin açık olduğunu düşünüyorum. Türkiyenin geleceği parlak ve büyüme potansiyeli yüksektir.
Merkezin elindeki veri seti bizden güçlü
Türkiyenin dünyadaki gelişmelerden çok kötü etkilenmediğini vurgulayan Binbaşgil, kurda negatif ayrışma yaşanmadığını söyledi. Binbaşgil, Türkiyede kur, faiz ve borsa diğer gelişmekte olan ülkelerden daha fazla etkilenmedi. Türkiye, kurda daha kötü bir yere gitti, diyemeyiz. Böyle bir şey yok. Türkiye kurlarda diğer gelişmekte olan ülkelerden ayrışmadı. Dünya çok fazla reaksiyon gösterdi. Biz biraz daha düşük bir tepki bekliyorduk. Türkiyedeki ekonomi yönetimini tebrik etmek lazım. Türkiye, hep tedbirli davrandı. Düşüşe rağmen borsamız hala tercih ediliyor dedi. Binbaşgil, Merkez Bankasının elinde çok etkin araçlar olduğunu vurgulayarak Ellerindeki veri seti bizden daha kuvvetli görüşünü ifade etti. Binbaşgil, MBnin elindeki araçları sayarken, zorunlu karşılıkların önemli bir avantaj sağladığını, rezerv opsiyon mekanizmasının önemli bir silah olduğunu, faiz koridorunu çok yaratıcı bulduğunu ve rezervlerin de kuvvetli olduğunu aktardı.
Kredinin payı yüzde 65e çıkacak
2012de müşteri odaklı bir büyüme gerçekleştirdiklerinin altını çizen Hakan Binbaşgil, Akbank yıllar boyu Hazine faaliyetlerinde çok başarılı oldu. Bu başarı hikayesi devam ediyor. Ancak müşteriye yönelik bankacılığın da faaliyetlerimiz içindeki payını artırmak istiyoruz. Nitekim kredilerin aktiflerimiz içindeki payı 2012de yüzde 53.1den yüzde 56.5e yükseldi. Bu önemli değişim, müşteri odaklı bankacılığın en önemli göstergesidir. Müşteri odaklı bankacılığa devam edeceğiz. 3 yıl içinde kredilerin toplam aktifler içindeki payını yüzde 65lere çıkarmayı hedefliyoruz dedi. Kredi, aktif ve mevduatta 2012 yılında sektörün üstünde bir büyüme sağladıklarını kaydeden Binbaşgil, Kredilerde sektör yüzde 16 büyürken Akbank yüzde 24 büyüdü ve 80 puanlık bir artışla pazar payımız yüzde 10.9a yükseldi. En büyük artışı KOBİ, ticari ve tüketici kredilerinde sağladık. Kredi kartlarında da yüzde 1e yakın bir pazar payı artışı ile pazar payımızı yüzde 18.5e yükselttik. Kredi kartı alacaklarında lider bankalardan biri olduk. Yüzde 17 artırdığımız aktiflerimizdeki büyüme de sektör ortalamasının oldukça üstünde gerçekleşti. Mevduatlarımızda da sektör ortalamasının üstünde bir artış sağladık ifadelerini kullandı.
Negatif reel faiz çok olası değil
Türkiyede 10 yıllık tahvilin bileşik faizinin yüzde 8.96ya yükseldiğini ve bunun 22 Mayısa göre 276 baz puan yükselişi ifade etiğini anlatan Hakan Binbaşgil, gelişmekte olan ülke ortalamasının ise 96 baz puan olduğunu belirtti. Hakan Binbaşgil faiz cephesinde durumu değerlendirirken şunları söyledi: Dünya uzun süre negatif reel faizlerle gitti. Bundan sonra özellikle gelişmekte olan ülkelerde negatif reel faizin çok gerçekçi olmadığını düşünüyorum. Çünkü Amerika faizleri artırdı. Türkiyede mevduat faizleri yüzde 6lardan yüzde 8-8.5lara geldi. Faizde artış süreci devam edecek. Bir bankanın hayatta kalabilmesi için kredi faizinin de yükselmesi gerekir. Mevduat faizi yüzde 1-1.5 artınca bu kredi faizine de yansıdı dedi.
Borçlanmada yurtdışındaki gelişmelerden etkilenmeyiz
Hakan Binbaşgile yükselen faizlerin uluslararası borçlanma piyasasında Türkiyenin bir sürprizle karşılaşıp karşılaşmayacağının sorulması üzerine Yurtdışından borçlanmamız çok fazla etkilenmeyecek. Maliyetler bir miktar artabilir. Bunun en iyi örneğini biz yakında vereceğiz açıklamasında bulundu.
Her yıl 1 milyona yakın yeni müşteri kazanıyoruz
Hakan Binbaşgil, geçen sene banka olarak kazandıkları Pazar payının orta ölçekli bir banka kadar olduğunu da vurgulayarak Her sene Akbanka 1 milyona yakın yeni müşteri kazanıyoruz. TL ticari kredilerde yaklaşık yüzde 58 büyüdük. Bu sene müşterilemizin olduğu her yerdeydik. Sadece Akbank üst yönetimi ile birlikte müşteri ziyareti için yaklaşık 9 ayda 25.000 kmnin üzerinde yol yaptık, 20den fazla şehre gittik. 131 işbirliği protokolü imzaladık. 2012 yılında tüm çalışanlarımızla 750.000 müşteriye birebir ziyaret gerçekleştirdik. Bu yüksek sayı, Akbankın ne kadar müşteri odaklı bir banka olduğunun ve sahadaki etkinliğinin çok önemli bir göstergesi açıklamasında bulundu.
Marka değerini 2.1 milyar dolara taşıdı
2013 bankacılık sektörü marka değeri araştırmasında önemli bir sıçrama yaptıklarını kaydeden Binbaşgil, Bağımsız uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Financein gerçekleştirdiği Dünyanın En Değerli 500 Banka Markası-2013 araştırmasında Türkiyeden ilk 100e giren 2 bankadan biri olduk. Geçen seneye kıyasla hesaplanan marka değerimizi 500 milyon dolar artışla 2.1 milyar doların üstüne taşıdık. Uluslararası sıralamada 10 basamak yükselerek 86. sıraya çıktık. Brand Financein yaptığı araştırmada marka değerinde en başarılı performansı gösteren Türk bankasıyız. Akbank Markası bizim için en değerli aktiflerimizden. 65 yıllık çaba ve istikrarlı politikalar sonucunda oluşmuş bir marka. Bunu bizler de korumaya ve daha da yüceltmeye çok özen gösteriyoruz dedi.
Şube sayısı 1.000i, ATMsi 4.250yi aşacak
Sektörün üzerinde karlılık içinde büyümeye önümüzdeki yıllarda da devam edeceklerini vurgulayan Binbaşgil, Akbank önümüzdeki yıllarda da yatırımlarına ve büyümesine devam edecek. 2013-2015 arası dönemde aktif, kredi ve mevduatta sırasıyla yıllık ortalama yüzde 16, 20 ve 16 büyüme gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Vizyonumuz 3 yıl içinde kredilerin toplam aktifler içindeki payını yüzde 65lere çıkararak daha müşteri odaklı bir banka olmak. Bu büyümeyi sağlıklı bir biçimde, hizmet kalitesi ve şeffaflığı en üst noktada tutarak yapacağız. Kalıcı Liderlik yolunda altyapı yatırımlarımız sürecek. 5 alanda önemli gelişmeler sağlamaya devam edeceğiz. İnsan Kaynakları, Teknoloji, Operasyonel Verimlilik, Risk Yönetimi ve Akbank Direkt önemli transformasyon alanlarımız olacak. 2013te yaklaşık 50 şube açacağız ve şube sayımız 1.000in üzerine çıkacak. ATM parkurumuzu yaklaşık 240 adet büyüteceğiz. ATM sayımız 4.250nin üstüne çıkacak. Bu sene de 110 milyon dolar civarında bir teknoloji yatırımımız olacak dedi.
Beşinci defa Türkiyenin en iyi bankası seçildi
Dünyanın önde gelen finans yayın grubu Euromoney tarafından düzenlenen 2013 Mükemmellik Ödülleri - "2013 Excellence Awards sahiplerini buldu. Uluslararası bankacılık sektörünün büyük önem verdiği bu prestijli ödülü Türkiyenin En İyi Bankası Best Bank of Turkey seçilen Akbank kazandı. Akbankın ödülü almasında 2012 yılını pek çok segmentte pazar payını sektör ortalamasının üstünde büyüterek tamamlaması gösterildi. Son 10 yılda beşinci kez kazanılan ödülü, Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgile (ortada), Euromoney Editörü Clive Horword (solda) ve Gyles Brandreth verdi.
Bu haber 1,299 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle